Bakım Alacaklısının Özel Bakıma Muhtaç Olup Olmaması – İptal Davası

Bakım Alacaklısının Özel Bakıma Muhtaç Olup Olmaması - İptal DavasıKanun bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir.

Sözleşmenin hedefi maddi destek elde etmek değil, tarafların, bilhassa bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. (818 s. BK. m. 511-514) (6098 s. TBK m. 611, 614)

M. Kemal ile Emine ve Mustafa arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ve tapu kaydının iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki Mustafa tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlar Kanunu’nun 511. maddesi, bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bakım alacaklısının sözleşme anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur. Aksi kararlaştırılmadıkça sözleşmenin, bakım alacaklısına sağladığı menfaatler sosyal duruma uygun ikamet, beslenme ve giyinme, görüp gözetme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır (Borçlar Kanunu 514) (Türk Borçlar Kanunu 614). Bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak maddi desteğin ne olacağını önceden kestirmek mümkün olmaz. Hayatın idamesi için gerekli asgari şartları sağlayacak nafaka borçlu olabilecek kimse ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmayı engelleyen bir kanun hükmü yoktur.

Kaldı ki bu sözleşmenin hedefi nafaka veya ahlaki görevler kadar bir maddi destek elde etmek değil, tarafların bilhassa bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. Bu sebeplerle mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin in’ikadı sırasında özel bakıma muhtaç bulunmak veya sözleşmeden sonra çok kısa yaşamak, bu sözleşmenin geçersizliğini kabule yeterli değildir.

Davacı, tarafı olduğu ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa olduğunu kabule yeter bir delil getirmemiştir. Bu halde davalının Emine’nin iktisabının dayanağı olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçersiz kabul edilmesi doğru olamaz. Öte yandan, ‘‘tapu sicilindeki kayda iyi niyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir aynı hakkı iktisap eden kimsenin bu iktisabı muteber olur” (Medeni Kanun 1023). Davalı Mustafa’nın iyi niyetli olmadığını gösteren bir delil de yoktur. Davanın reddi gerekirken kabule karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

Davalı Mustafa’nın temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.2.HD. 18.02.1992 T. 1075 E. 1876 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder