Çevreyi Kirletenin Sorumluluğu – Tazminat Davası

Çevreyi Kirletenin Sorumluluğu - Tazminat DavasıKirletenin, meydana gelen zarardan ötürü, genel hükümlere göre ödeme sorumluluğu saklıdır. Çevre Yasası ile kirletenin sorumluluğu hakkında getirilen hükümler, diğer sorumlulukları ortadan kaldıramaz. Burada, sorumlulukların yarışması söz konusudur. Zarar gören, somut olayda hangi koşulları lehine görüyorsa, ona göre seçim yapıp dava açabilir.

Taraflar arasındaki, haksız eylemden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı, 1.243.195 liranın, rapor tarihi olan 28.11.1986 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün, davalılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, dosya incelendi, gereği konuşuldu:

Dava, davalılara ait fabrikaların bacalarından çıkan yakıcı ve kurutucu gaz ve dumanlar nedeniyle, üründe hasıl olan zararın tazminine ilişkindir. Davalılar vekilleri; olayda 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3b maddesinin (f) bendi ve 28. maddesinin birlikte ve birbirleriyle ilgili yanları gözetilerek uygulanması gerektiğini, müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını bildirmiş ve davanın reddine savunmuştur.

Dava, Türk Medeni Kanununun 730/1 ve 737. maddelerine dayanılarak açılmıştır. 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 28. maddesinin 2 fıkrası, kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü genel hükümlere göre tazminat sorumluluğu saklıdır, hükmünü getirmiştir. Bu hükümden de açıkça anlaşıldığı gibi, anılan Çevre Kanunu ile kirletenin sorumluluğu hakkında getirilen hükümler, diğer sorumlulukları bertaraf edecek nitelikte değildir. Burada, sorumlulukların yarışması (telahuk ilkesi) söz konusudur. Zarar gören, somut olayda hangi şartları kendisi lehine görüyorsa, ona göre bir seçim yapıp davasını, Çevre Kanunu’nun 3. maddesinin (f) bendine veya Medeni Kanun’un 730/1. maddesine yahut koşulları bulunduğu takdirde, Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine dayandırma hakkına sahiptir. Olayımızda da davacı, davasını, Medeni Kanun’un 730/11 ve 737. maddelerine dayandırmış bulunmaktadır. Bu bakımdan, olayda, Çevre Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği konusundaki görüşe iştirak edilememiştir. Dosya içeriğine göre, zararın varlığı ve kapsamı konusundaki itirazlar da yerinde görülmediğinden, hükmün onanması gerekmiştir.

Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı kanıtlarla, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir yolsuzluk görülmemesine, özellikle yukarıda belirtilen gerekçelere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, (Y.4.HD. 09.02.1988 T. 987/10677 E. 988/1297 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder