Devre Mülk, Tapuya Tescil Edilebilir mi? – Tescil Davası

Devre Mülk, Tapuya Tescil Edilebilir mi? - Tescil DavasıKat Mülkiyeti Kanunu’nun 57. maddesine göre maliklere, yılın belli dönemlerinde istifade hakkı veren devre mülkün bir irtifak hakkı olarak tesisi istenebilir.

Dava dilekçesinde devre mülk hakkının tapuya tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekillerince istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davacılar vekili Av. E.Ş. ile davalı şirket adına Murahhas üye M.Ö. geldi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenip dosya incelenerek noksana gönderilmiş, bu defa noksan tamamlanarak dosyadaki tüm kağıtlar okunup tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Davada kat irtifakı tesis edilmiş bulunan ana gayrimenkulde kayden ortak olmayan ancak, malik olan şirkete ortak olmak suretiyle haricen pay satın almış olduklarını iddia eden davacılar, devre mülk haklarının tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Kat Mülkiyeti Kanunu’nun devre mülk hakkını tanımlayan 57. maddesinde, mesken olarak kullanmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak malikleri ancak, yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı veren devre mülkün bir irtifak hakkı olarak tesisini isteyebileceği belirlenmiştir. Bu durumda taşınmazda malik ve paydaş olmayan kişinin devre mülk hakkının tescilini isteyemeyeceği dikkate alındığında, davacıların bu davadaki amaçlarının haricen satın aldıkları taşınmazdaki paylarının tescili olduğu sonucuna varılmalıdır.

Davada, devre mülk tesisinin istenmediği, istenen hususun taşınmazdan yararlanılacak devrelerin tescili olduğu ileri sürülmüş ise de, taşınmazdan yararlanılacak devrelerin tespiti, devre mülkü içeren irtifak hakkı ve dolayısı ile mülkiyet hakkından bağımsız bir durumu ifade etmeyeceği açıktır.

Hal böyle olunca uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre değil, genel hükümlere göre çözümleneceğinden, davalıların davada belirlenmiş olan değere itirazları sonucu HUMK.nun 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın mahkemece saptanan değeri de dikkate alınarak davaya genel hükümler dairesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın reddedilerek işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, (Y.18.HD. 06.12.1993 T. 12718 E. 13477 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder