İhale ile Satışta Teminat Gösterilmesi Zorunluluğu – İptal Davası

İhale ile Satışta Teminat Gösterilmesi Zorunluluğu - İptal DavasıMuhammen bedelin % 20 ’si oranında teminat göstermeyen kişilerin ihaleye katılmaları mümkün değildir. Bu kişilerin ileri sürdükleri pey geçersiz olacağı cihetle, icra müdürlüğünce taşınmazın İİK.nın 133. maddesi gereğince yeniden ihaleye çıkarılması gerekir. İkinci pey süren sıfatı ile bu kişilere ihale yapılması doğru değildir (2004 s. İİK. m. 124, 133).

Taraflar arasındaki “ihalenin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.1.2004 gün ve 2003/1257 E. 2004/84 K. sayılı kararır, incelenmesi davacı ve müdafii vekili tarafından istenilmesi üzerine. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.6.2004 gün ve 2004/13084- 17145 sayılı ilamı ile:

… Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de İİK’nın 124. maddesi uyarınca arttırmaya iştirak edecek olanların taşınmazın muhammen kıymetinin % 20’si nispetinde pey akçesinin veya milli bir bankanın teminat mektubunu tevdi etmeleri zorunludur. İhale şartnamesi ve ilan da ihaleye katılacakların anılan asa koşulları çerçevesinde teminat göstermeleri belirtilmiştir. Bu duruma rağmen 10.10.2003 tarihli ihaleye katılan O.A. ve B.G’nin Yasada ve satış ilanında öngörülen biçimde teminat gösterdikleri kanıtlanmamıştır. Nitekim bu kişilerle ilgili ek tutanağın teminatla ilgili kısmında teminat alındığına ilişkin ibare yer almadığı gibi, dosya içerisinde teminat alındığına ilişkin herhangi bir yazılı belge de bulunmamaktadır. Teminat göstermeyen adları geçen kişilerin ihaleye katılmaları mümkün olmadığından, bu kişilerin ileri sürdükleri pey geçersiz olacağı cihetle, icra müdürlüğünce taşınmazın İİK’nın 133. maddesi gereğince yeniden ihaleye çıkarılması gerekirken, ikinci pey süren sıfatı ile bu kişilere ihale yapılması doğru değildir. Mahkemece, yasal teminat yatırıldığına ilişkin kanıt bulunmadığı halde, varsayıma dayalı olarak icra müdürünün işlerin çokluğu nedeniyle tahsilat makbuzu kesmediğinden bahisle, şikayetçinin bu yöne ilişkin şikayetinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca somut olaya uygulanması gerekli İİK’nın 133. maddesinde para cezası öngörülmemesine rağmen, mahkemece şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi de doğru değildir.

Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, yanılgıya dayalı olarak onandığı anlaşıldığından şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı, iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davacı ve müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı oybirliğiyle BOZULMASINA. (Y. HGK. 24.11.2004 T. – 12-637 E/612 K)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder