Kanuni Önalım Hakkında Hak Düşürücü Süre – Önalım Davası

Kanuni Önalım Hakkında Hak Düşürücü Süre - Önalım DavasıKanuni önalım hakkının, Medeni Kanun’un 735. maddesindeki hükümden yararlanılarak, tapudan yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren 1 ay (4721 sayılı Medeni Kanun’un 733/son maddesi uyarınca 3 aya çıkarılmıştır) içerisinde kullanılması gerekir. Bu süre, hukuki nitelik bakımından hak düşürücü süredir.

Taraflar arasındaki, önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen, 7.12.1989 gün ve 780/921 sayılı kararın incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesinin, 8.5.1990 gün ve 4460/6533 sayılı ilamı;

…Kanuni önalım hakkının, Medeni Kanun’un 658. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 735.) maddesindeki hükümden yararlanılarak, tapuda yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren 1 ay içerisinde kullanılması gerekir. Bu süre, hukuki nitelik bakımından hak düşürücü süredir. Önalımlı pay, davalıya 14.7.1988 tarihinde satılmış, davacı, İstanbul’da oturması sebebiyle bu satışı 2.9.1988 tarihinde öğrendiğinden bahisle, 9.9.1988 tarihinde işbu davayı açmış ise de; davalı, davacının İstanbul’da oturmasına rağmen, zaman zaman birçok sebeplerle önalımlı taşınmazın bulunduğu köye geldiğini ve satışı çok önce öğrendiği halde, süresinde dava açmadığını savunarak tanık göstermiştir. Gerçekten, davalının dinlettiği tanıklar M.O. ve S.K. savunmayı doğrulayarak, davalının tütün kırına sırasında 1988 Temmuz ayında geldiğini, davalı ile beraber evin önünde otururken gördüklerini ve bu sohbet sırasında davacının davalıya hitaben, önalımlı payı satın aldığından bahisle, kendi payını da satın almasını teklif ettiğini bildirmişlerdir. Fil hakika tarih vermeden bu olayı davacı tanığı B.B. de doğrulamıştır. Her ne kadar davacı tanığı Y. ve D.K. 2.9.1988 tarihinde İstanbul’a gittiklerinde davacıya haber verdiklerini bildirmişlerse de, köydeki davalı ve davacı tanığınca doğrulanan olay, daha önceki bir tarih olduğundan ve diğer delillerden, önalımlı payın satışının, Temmuz 1988 tarihinde davacı tarafından öğrenildiği anlaşılmaktadır. Bu hali ile süresinde kullanılmayan önalım hakkı nedeniyle davanın reddi gerekirken, aksi düşünce ile kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir… gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya ispattır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının, Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 10.04.1991 T. 1990/650 E. 1991/193 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder