Kaplıca, Şifalı Su gibi Yerlerin Tescili – Tescil Davası

Kaplıca, Şifalı Su gibi Yerlerin Tescili - Tescil Davasıİçmeye ve yıkanmaya mahsus, şifalı sıcak ve soğuk maden suları, Vilayet Özel İdarelerine aittir. (2709 sayılı Anayasa madde 130) (927 sayılı Sıcak ve Soğuk Maden Sularının İstismarı ile Kaplıcalar Tesisatı Hakkında Kanun, madde 5)

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine, yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi; gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında, 7 parsel sayılı 281, 98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle, davalı adına tespit edilmiştir, askı ilan süresi içinde Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisap koşullarının da gerçekleşmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin, davalı M.A. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı Hazine, taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olmadığından tespitin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Jeolog bilirkişi raporlarından, taşınmazın, üzerinde seracılık yapıldığı, içerdeki ve çevresindeki sıcak su kaynaklarına 100 metre mesafede bulunduğu, 1985 yılında Valiliğin talebi üzerine, Maden Teknik Arama Genel müdürlüğü mensuplarından Jeoloji yüksek mühendisi G. Ö. tarafından hazırlanan, Hisar alan kaplıcalarının koruma alanları incelemesine göre 1. derece koruma alını içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kabulün aksine, 927 sayılı Yasaya göre idari yönden bir çalışma yapılmamış olması, anılan yasanın mahkemelerce uygulanmasına engel değildir. Yasanın ek 5. maddesine göre, içmeye ve yıkanmaya mahsus şifalı sıcak ve soğuk maden suları, vilayet özel idarelerine aittir. Bu maddenin, mülkiyetinin devrini öngören 3. fıkrası, Anayasa Mahkemesinin 16.2.1965 gün ve 163/126 esas 1965/7 sayılı karar ile mülga 1961 Anayasasının 16.2.1965 gün ve 163/126 esas 1965/7 sayılı kararı ile mülga 1961 Anayasasının 130. maddesine aykırı bulunarak, iptal edilmiştir. 1961 Anayasasının 130. maddesine paralel, 2709 sayılı Anayasanın 168. maddesine göre. “Tabi Servetler ve Kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.” Anayasa Mahkemesinin 16.2.1965 gün ve 126/7 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasanın 168. maddesi tabi servetleri ve kaynakları Medeni Kanun yasası hükümlerine bağlı, özel mülkiyet düzeninin kapsam dışında tutulmuştur. Başka bir ifade ile Anayasada, doğal servet ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altında; iktisabı olanaksız, Devlet malı saymıştır. Medeni Kanun’un 641. maddesine göre bu tür yerlerin kazanılması ve işletilmesi ve denetlenmesi, kamu yasalarına tabi olup, işletilmesi ve kullanılması, özel bir yasal düzenlemeyi gerektirir. Bu gibi yerler özel mülkiyete konu yapılamayacaklarından, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilemezler. Şifalı sıcak ve soğuk maden suları, yeri ile birlikte, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu durumda, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere reddi yoluna gidilmiş olması doğru değildir.

Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, (Y.17.HD. 13.05.1996 T. 1990 E. 2451 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder