Komşuluk Hukuku Açısından Aile Mahremiyeti – El Atmanın Önlenmesi Davası

Komşuluk Hukuku Açısından Aile Mahremiyeti - El Atmanın Önlenmesi DavasıBir kimsenin, kendi mülkiyet alanına bina yapılmasını önleyen yasal bir hüküm yoktur. Kendi mülkiyet alanındaki binaya yaptığı pencerenin komşuluk hukukuna aykırı bir durumu bulunması halinde, davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının reddi gerekir.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen, 18.11.1992 gün ve 961-1367 sayılı kararın incelenmesi, davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 12.11.1993 gün ve 478-8746 sayılı ilamı:

(… Davacı, komşuluk hükümlerine dayanarak, davalının evinin avlusu ve bahçesine pencere boşluğu bıraktıklarını, bu haliyle aile mahremiyetinin ihlal edildiğini iddia ederek kapatılmasını istemiştir. Davalılar, tapulu taşınmazları üzerine ruhsatlı inşaat yaptıklarını iddia ederek, davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme ise pencere boşluğunun kapatılmasına karar vermiş; hükmü, davalılar temyiz etmişlerdir.

Yapılan keşifte, davalıların tapulu taşınmazları içine inşaat yaptığı anlaşılmıştır. Bir kimsenin kendi mülkiyet alanına bina yapmasını önleyen yasal bir hüküm yoktur. Medeni Kanun‘un 737. maddesinde aranan, komşuluk hukukuna aykırı bir durumun varlığından bahsedilemez. Esasen böyle bir durumun varlığı ispat edilmiş değildir. Bütün bunlar nazara alınarak, davacının mülkiyet alanına herhangi bir tecavüz olmadan, yapılan pencerenin kapatılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya ispattır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.

Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararına Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 15.6.1994 T. 14-311 E. 402 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder