Meraların Mülkiyet ve Yararlanma Hakkına İlişkin Davalar – El Atmanın Önlenmesi Davası

Meraların Mülkiyet ve Yararlanma Hakkına İlişkin Davalar – El Atmanın Önlenmesi DavasıMera, yaylak ve kışlakların mülkiyet ve yararlanma hakkına ilişkin davalara adli yargı yerinde bakılır. 4342 sayılı Mera Kanun’nun 19/san maddesi adli yargı yolunu kapatmamıştır.

Taraflar arasındaki otlakiye ve yaylaya vaki müdahalenin men-i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 9.12.1999 gün ve 64-69 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 15.2.2000 gün ve 659-930 sayılı ilamıyla;

…davacı köy vekili; çekişmeli yerin kadim otlakiye ve yaylakiyeleri olduğunu, davalı köyün bu yere hayvan sokmak suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesini istemektedir.

Mahkeme; 4342 sayılı Mera Kanununun 19/son maddesi gereğince yaylaya vaki el atmanın önlenmesi davalarının adli yargı yerinde dinlenemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.

Mera, yaylak ve kışlakların mülkiyet ve yararlanma hakkına ilişkin çekişmelere adli yargı organında bakılır. Mera, yaylak ve kışlakların korunmasında Muhtar ve Belediye Başkanlarının görev ve yükümlülüklerini düzenleyen Mera Kanunu’nun 19/son maddesi mahkemenin anladığı gibi adli yargı yolunu kapatmış değildir. Bu itibarla işin esasına girilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarını, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 22.11.2000 T. 14-1622 E. 1707 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder