Önalım Hakkının Kullanılabilmesi için Hak Düşürücü Süre – Tescil Davası

Önalım Hakkının Kullanılabilmesi için Hak Düşürücü Süre - Tescil DavasıGayrimenkul satış vaadi nedeniyle açılan cebri tescil davasında, davada taraf olan yönünden kararın kesinleşmesinden sonra açılacak davanın kesinleşme tarihinden itibaren 1 ay(*) içinde açılması gerekir.

Taraflar arasındaki şufa davasından (önalım davası) dolayı yapılan yargılama sonunda; Yunak Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.03.1995 gün ve 1994/32-1995/43 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 06.06.1995 gün ve E.5559-K.5754 sayılı ilamı ile;

… Dava, şufalı payların iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiştir. Davacı, davalının cebri tescil davası sonucu pay sahibi olduğunu, intikalin tescil tarihini öğrenme tarihine göre açmış olduğu dava ile şufalı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, süre geçirme savunmasında bulunmuştur.

Yunak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/294 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde davalı H.K.’nın satış vaadi nedeniyle cebri tescil davası açtığı bu davaya davacı M.K.’nın da müdahil olarak katıldığını, müdahale talebinin kabul edildiği, yapılan yargılama sonunda E.Ç. ve Ş.K.’nın hisselerine davalı M.K.’ye yapılan satışın iptali ile bu hisselerin şufa davasında (önalım davası) davalı görünen H.K. adına tapuya tesciline karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 15.04.1993 tarihli ilamıyla onandığı ve davacı M.K. ve H.K.’ın karar düzeltme istemlerinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 26.10.1993 gün 1993/6035-8125 sayılı kararı ile reddedildiği ve bu donanım da hakim havalesine göre 08.11.1993 tarihinde mahalline gittiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dosya 08.11.1993 tarihinde mahalline gittiğine göre kararın tapuya tescil tarihinin sonradan öğrenildiğinden bahisle 24.02.1994 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Tapuya tescil tarihinin sonradan davacı tarafından öğrenildiğine dair gösterdiği tanıkların dinlenmesine de olanak yoktur. Kaldı ki, dinletilen tanıklar süre hususunda da kesin bir beyanda bulunmamışlardır. Bu nedenle davanın cebri tescil davasının kesinleşmesinden sonra ve bir aylık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın süre yönünden reddi gerekir… gerekçesiyle bozularak dava yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozan kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 24.04.1996 T. 6-197 E. 309 K.)

* 4721 sayılı Kanun’un 733/son maddesi uyarınca 1 aylık süre 3 aya çıkarılmıştır.

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder