Tapusuz Taşınmazda Bağışlamadan Geri Dönme – Tescil Davası

Tapusuz Taşınmazda Bağışlamadan Geri Dönme - Tescil DavasıBağış sözleşmesinin yapıldığı tarafların kabulünde olduğuna göre Borçlar Kanunu’nun 295/2 maddesi uyarınca bağışlananın, bağışlayana veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelerini ehemmiyetli surette ihmal ettiğinin ispatı gerekir.

M.Y. ile A.Y. aralarındaki tapu iptali, tescil ve kal davasının reddine dair çay Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 4.5.2000 gün ve 82/71 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.3.2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat R.A. geldi. Tebligata rağmen başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı dava konusu 123 ada 5 sayılı parselin davalı babası A.Y.’ye ait olduğunu, bu taşınmazın 1992 yılında ve kadastro tespitinden önce düzenlenen bir senet ile 120 m2’sini kendisine bağışladığı halde kadastro işlemi sırasında tamamının kendi adına yazıldığını, şimdi ise inşaata başladığını bu sebeple taşınmazın 120 m2’lik bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve binanın kal’ine karar verilmesini istemiştir. Davalı savunmasında taşınmazı davacı oğluna kendisine ve karısına bakması isteği ile bağışladığını, oysa karısının ölüm tarihi olan 8 yıldan bu yana bakmadığını, kendi evi müsait olduğu halde başka yerde kirada oturduğunu, bayramlarda dahi gelip gitmediğini, bu sebeple bağıştan vazgeçtiğini ancak bağış belgesine de itirazının bulunmadığını açıklamıştır. Yargılama sırasındaki açıklamasında da kendi evinde beraber oturmaları veya aynı taşınmazın başka bir yerini davacıya vereyim şeklinde beyan ve teklifte bulunmuştur. Mahkemece bağışın, taşınmaz tapusuz iken yapıldığı, teslim durumunun söz konusu olmadığı ve taşınmazın kullanımının davalı babanın tasarrufunda olduğunu, bu durumda da geçerli bağıştan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Davalı ve dava konusu taşınmazın maliki davacının babası olup taşınmazı tapulama tespitinden önce davacıya bağışladığını kabulle birlikte bağıştan dönmenin nedeni olarak davacı oğlunun kendisine bakmadığı ve kanunen mükellef olduğu evlatlık görevini yerine getirmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı kadastro işlemi sırasında taşınmazı önceki bağışına rağmen tekrar kendi adına yazdırmakla bağıştan vazgeçtiği gibi bu hususu yargılamadaki beyanında da yenilemiştir. Ancak, ortada bir bağışın varlığı da davalının kabulü ile açıktır. Ne var ki, davalı bağıştan vazgeçtiğini yukarıda açıklandığı gibi gerek kadastro işlemi sırasındaki tutum ve davranışıyla, gerekse yargılamadaki savunmasıyla açıklamıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 295/ maddesi hükmüne göre “bağışlanan bağışlayana veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir suretle riayetsizlikte bulunmuş ise bağışlayan bağıştan dönebilir”. Ancak, bu hususun yani bağışlananın kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir suretle riayetsizlikte bulunduğunu bağışlayan tarafından ispatı başka bir anlatımla bu yöndeki savunmanın ispatı ve delillerinin sunulması gerekir. Davalı tanık listesi sunduğuna göre taraf tanıklarından açıklanan hususun sorularak araştırılmasından sonra davalının bağıştan geri dönmesinin haklı olup olmadığı hususu tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun ve davalının itiraz etmediği bağışa rağmen eksik inceleme ile hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.8.HD. 13.03.2001 T. 9354 E. 1872 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder