Toruna Satış, Hibe – Önalım Davası

ÖZET: Pay sahibinin payını torununa hibe ettiği halde, tapuda satış göstermesi halinde, muvazaa söz konunu olduğunda bu iddia her türlü delille ispat edilebilir ve şuf’a hakkı (önalım hakkı) ileri sürülemez. 8YİBK. 27.03.1957 T 12/2) (Medeni Kanun madde 732)

Tarafların arasındaki, şuf’a davasından (önalım davası) dolayı yapılan yargılama sonunda: KARTAL 2. Sulh Hukuk Mahkemesi‘nce, davanın kabulüne dair verilen, 10.04.1987 gün ve 1985/701 – 1987/268 sayılı kararın incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin, 3.12.1987 gün ve 10089 – 12599 sayılı ilamıyla;

… Davacı N.T. vekili, dava dilekçesinde, davacının hissedarı bulunduğu 436 parselde, davacının paydaş olduğunu, taşınmazın paydaşlarından Z.S.’in 1/4 payını, 27.2.1985 tarihinde öğrendiğini ve süresinde işbu davayı açtığından bahisle, şuf’alı payın iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığını, meşfu payın sahibi Z.S.’in, davalının babannesi olduğunu, bu payı davalıya hibe ettiğini, ancak tapuda satış gösterildiğini, davalının halası olup, keyfiyeti bildiğini, hibede şuf’a cereyan etmeyeceğini savunmuştur. Davalı hak düşürücü sürenin geçirildiğini ispat edememiştir. Meşfu payın ilk maliki Z.S.’in, davalının babannesi olduğu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Dinlenen davalı tanıkları İ.F.S., A.N.S., Ş.K.K.; birbirini doğrulayan ifadelerinde davalının Z.S.’in payının tamamını davalıya devrettiğini tapuda yapılan işlem satış şeklinde gösterildiyse de, gerçek akdin hibe olduğunu bildirmişlerdir. 27.3.1957 gün 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, davalı ile Z.S. arasındaki akrabalık nedeniyle, davalı gerçek akdin satış olmayıp, hibe olduğunu iddia ve tanık dahil her türlü delille ispat edebilir. Davalı tanıkları akdin hibe olduğunu bildirmişlerdir. Davacı tanıkları, bu konuda bir bilgi vermemişlerdir. Bu duruma göre, hibede şuf’a cereyan etmeyeceğinden, davanın bu nedenle reddi gerekirken, aksi görüş ve düşünce ile davanın kabulü, usul ve kanuna ispattır… gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme, kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya ispattır. Bu nedenle; direnme kararı bozulmalıdır. (YHGK. 13.12.1995 T. 894 E. 1114 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder