Türk Vatandaşı Olmayanların Mirasçı Sayılmaları – Mirasçılık Davası

Türk Vatandaşı Olmayanların Mirasçı Sayılmaları - Mirasçılık DavasıMirasçı olabilmek için miras bırakanın ölümünde, mirasçılığa ehil ve sağ olması gerekir.

Türk Vatandaşlık Kanunu uyarınca vatandaşlığı kaybedenler yabancı statüsüne tabi oldukları halde vatandaşlıktan çıkartılanların malları tasfiyeye tabidir. (Medeni Kanunu madde 517, 519, 522) (403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu madde 39) (5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu madde 28)

Miras, ölümle açılır (Türk Medeni Kanunu 517). Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın ölümünde, mirasçılığa ehil ve sağ olmak gerekir (Türk Medeni Kanunu madde 519, 522). Miras bırakan S.’nin ölüm tarihi olan 9.10.1995 tarihinde, oğlu F.’nin mirasçılığa ehil olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Bu şahsın, ölüm tarihinden sonra 1998 yılında Türk vatandaşlığına alınmış olması sonuca etkili değildir.

Dosyadaki nüfus kaydında davacı F.’nin Bakanlar Kurulunun 2.2.1984 tarihli kararıyla, Vatandaşlık Kanunu uyarınca Türk vatandaşlığını kaybettiği, 3.11.1998 tarihli kararla yeniden Türk vatandaşlığına alındığı yazılıdır. Davalı ise, davacı kardeşinin miras bırakan babalarının ölüm tarihinde vatandaşlıktan ihraç edildiğini ileri sürmektedir. Bir kimsenin vatandaşlığı konusunda tereddüt bulunması halinde bunu belirleme yetkisi İçişleri Bakanlığına aittir (Türk Vatandaşlık Kanunu madde 39). Türk Vatandaşlık Kanunu uyarınca vatandaşlığı kaybedenler “yabancı” statüsüne tabi oldukları halde, vatandaşlıktan çıkartılanların malları tasfiyeye tabidir. O halde öncelikle miras bırakanın ölüm tarihinde davacı F.’nin vatandaşlık durumu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde İçişleri Bakanlığından sorulup belirlenmesi, ölüm tarihinde vatandaşlığı kaybetmişse; yabancı durumunda olacağından; tabiiyetinde olduğu ülke ile Türkiye arasında Tapu Kanunu’nun 35. maddesine göre karşılıklılık (mütekabiliyet) koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekir. Bunlar yapılmadan eksik araştırmayla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, (Y.2.HD. 20.09.2003 T. 10530 E. 12257 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder