Uygulama İmar Planı Olmayan Yerlerde Satış Vaadi Sözleşmesi – Tescil Davası

Uygulama İmar Planı Olmayan Yerlerde Satış Vaadi Sözleşmesi - Tescil DavasıSatış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davasında, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kaldığı, planda iskan, dere, park ve oyun alanı olarak yer almakla birlikte, henüz uygulama imar planının gerçekleşmediği, taşınmazın kadastro parseli niteliğini koruduğu anlaşıldığına göre, şu an için olayda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinin uygulama alanı yoktur.

Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.6.1997 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.12.1997 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkeme, davalıya ait payın bölünerek bir kısmının davacıya satışı İmar Kanunu’nun 18. maddesine aykırı olduğundan davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.

İmar Kanunu’nun 18. maddesinin son fıkrası “veraset yolu ile intikal eden, bu kanun hükümlerine göre şüyulandırılan, Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz” hükmünü içermektedir. Açıklanan kanun hükümlerine göre, imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacına yönelik olarak arsa ve parsellerin hisselere ayrılarak satışı ve satış vaadi yasaklanmıştır. Dava konusu taşınmaz ise imar planı kapsamında bulunmakta olup, planda iskan, dere, park ve oyun alanı olarak yer almış ise de henüz uygulama imar planının gerçekleşmediği, taşınmazın kadastro parseli niteliğini koruduğu Belediye Başkanlığının cevap yazısından anlaşılmıştır. Taşınmaz bu durumu itibari ile kadastro parseli olarak kayıtlı olduğundan 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesinin olayda şu an için uygulama yeri yoktur. Bu nedenle davanın yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 03.12.1999 T. 8136 E. 8707 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder