Borç Tarihi ve Tasarruf Tarihi – İptal Davası

Borç Tarihi ve Tasarruf Tarihi - İptal Davası1- Tasarrufun iptali davasının ön koşullarından birisi borcun doğumunun, tasarruf tarihinden önce olmasıdır.

2- Takip konusu tasarruf tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığı göz önüne alınarak, alacaklıya alacağın tasarruf tarihinden önce doğduğunun açıklattırılması, varsa delillerin toplanması gerekir. Bu yön dava şartıdır. (2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 277)

Taraflar arasındaki “tasarruf iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kadıköy Asliye Üçüncü Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.2.2002 gün ve 2001/624-2002/119 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 19.11.2002 gün ve 2002/3919-5336 sayılı ilamı ile;

…Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olup, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de icra takibine konulan bononun tasarrufun yapıldığı tarihten sonra düzenlendiği anlaşılmakta ise de tatbikatta, borcun daha önce doğmasına rağmen senetlerin sonraki bir tarihte yazılarak düzenlendiği sıkça görülmektedir. Bu nedenle mahkeme davacı alacaklıya asıl alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri varsa ibraz ettirilip, iptal davasının diğer koşullan da gözetilerek davanın karara bağlanması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Dairece karar “davacı alacaklıya asıl alacağın daha önce doğduğuna dair delilleri varsa ibraz ettirilip, iptal davasının diğer koşulları da gözetilerek davanın karara bağlanması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkeme “temyiz aşamasına kadar davacının borcun tasarruftan önce doğduğu konusunda bir iddiasının olmadığı” gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.

Uyuşmazlık; borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olup olmadığının araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasındadır.

Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, tasarrufun iptali davasının ön koşullarından birisi borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olmasıdır. Bazı durumlarda, özellikle de kambiyo senetlerine dayalı, alacaklarda borcun daha önce doğmasına karşın senetlerin daha sonraki bir tarihte düzenlendiği yada düzenleme tarihinden sonraki bir tarihin yazıldığı uygulamada sıkça görülen bir husustur. Eğer bu şekilde borcun vade veya takip tarihiden dolayısıyla da tasarruf tarihinden önce doğduğu iddia edilmişse bunun araştırılması gerekir. Bu yön dava şartı olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın incelenmelidir. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Bu husus daha önce de Hukuk Genel Kurulunun 26.6.2002 gün ve 2002/15-543 E, 2002/552 K. sayılı ilamında da vurgulanmıştır.

Nitekim, somut olayda da icra takibinin dayanağı bononun tasarruf tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığında uyuşmazlık yoktur. Ne var ki, davacı/alacaklı dava dilekçesinde “alacağın doğum tarihinin iptale konu tasarruf tarihinden önce olduğunu” ileri sürmesine karşın bunun üzerinde durulmamış; davacıya bu konudaki delillerini sunma olanağı tanınmadan yargılama sonlandırılmıştır. Davacı alacaklı taraf bu hususu temyiz dilekçesinde de ayrıca açıklamış ve iddiasını tekrarlamıştır. İlk defa temyiz dilekçesinde ileri sürmüş değildir.

Bu nedenle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacının dava dilekçesinde açıkça “alacağın doğum tarihinin iptale konu tasarruf tarihinden önce olduğunu” iddia etmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 18.02.2004 T. 15-18 E. 82 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder