Çekişmeli Taşınmaz Alımı ve Zaman Aşımı – Zilyetlik Davası

Çekişmeli Taşınmaz Alımı ve Zaman Aşımı - Zilyetlik Davası1- Bir davanın hak kazandırıcı zaman aşımını kesebilmesi için, gerçek hak sahibi tarafından hak kazandırıcı zaman aşımı zilyedine karşı açılmış olması zorunludur.

2- Açılan davanın zaman aşımını kesebilmesi için olumlu sonuçlanmış olması gerekir. Açılmamış sayılmasına karar verilen bir davanın zaman aşımını kestiğinden bahsedilemez. (Medeni Kanun madde 713, 976)

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 324 parsel sayılı 3287 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, payları oranında davacı ve davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı H.G., vergi kaydı, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine ve harici satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Çekişmeli taşınmazın tapuda kaydının bulunmadığı, davalıların murisi M.Ç.’e ait iken onun 1961 yılında vefatıyla mirasçılarına intikal ettiği, M.Ç. mirasçılarından C.Ç.’in 1.2.1963 tarihli senetle taşınmazı davacı H.G.’ye satıp teslim ettiği ve parselin 1963 yılından 16.10.1985 tarihine kadar davacı tarafından tasarruf edildiği mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile belirlenmiş bulunmaktadır. Taraflar arasında bu hususta bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, bir kısım M.Ç. mirasçıları tarafından 8.12.1981 tarihinde davacı H.G., Hazine ve Köy Muhtarlığı aleyhine açılıp takip edilmemesi nedeniyle 5.11.1985 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilen davanın, hak kazandırıcı zaman aşımını kesip kesmeyeceği konusundadır.

Davanın hak kazandırıcı zaman aşımını kesebilmesi için gerçek hak sahibi tarafından hak kazandırıcı zaman aşımı zilyedine karşı açılması zorunludur. Hak kazandırıcı zaman aşımının kesilmesinde önemli olan yön, bu davanın başarılı bir sonuca bağlanması gerekip gerekmediği hususudur. Yargıtay’ın uygulamalarında, hak kazandırıcı zaman aşımının kesilebilmesi için davanın başarılı bir sonuca ulaştırılmış olması öngörülmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.10.1969 tarih 1/656 esas, 1969/852 sayılı kararında da; bir davanın hak kazandırıcı zaman aşımını kesebilmesi ya da nizasızlık durumuna son verebilmesi için davanın hak kazandırıcı zaman aşımı zilyedine karşı açılmış olması, aynı zamanda da olumlu şekilde sonuçlanması gerekeceği hususu belirtilmiştir. Olayda, M.Ç. mirasçıları tarafından davacı H.G. aleyhine açılan dava, olumlu sonuçlanmadığı gibi, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda söz konusu davanın hak kazandırıcı zaman aşımını kestiğini ve nizasızlık durumuna son verdiğini kabul etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazı 1963 yılında satın alıp kadastro tespit tarihine kadar aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla kullandığı belirlenen davacının davasının kabulüne ve taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (Y.16.HD. 17.09.1990 T. 1989/16076 E. 1990/11850 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder