Geçit Bedeli – Geçit Hakkı Davası

Geçit Bedeli - Geçit Hakkı DavasıÖZET: 1- Geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı geçit hakkı isteyen taşınmaz malikinin sübjektif durumuna ve kişisel arzularına göre değil, objektif esaslara göre belirlenmelidir.

2- Daha önce üzerinde geçit kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış bir taşınmaz varsa, diğer koşullarla çelişmediği sürece bu seçenekten de yararlanılmalıdır.

3- Daha önce üzerinde başka bir parsel lehine geçit hakkı kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış taşınmazların aynı kısımlarının yeniden geçit hakkı kuruluğu takdirde, ödenecek bedel, bu yerlerden geçit olarak tespit edilen kısımlar için belirlenen tam bedelden daha önce tesis edilen geçit yeri için ödenen bedel indirilerek elde edilecek miktardır.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.4.2001 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.5.2003 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı S. tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Davacı, 1378 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 238, 242, 1181 ve 1202 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.

Davalı T., davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

Mahkemece, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.

Hüküm, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmaz maliki S. tarafından temyiz edilmiştir.

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 747. maddesi “Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir” hükmünü içermektedir. Buna göre, geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı geçit hakkı isteyen taşınmaz malikinin sübjektif durumuna ve kişisel arzularına göre değil, objektif esaslara göre belirlenmeli, ihtiyaç içinde bulunan taşınmazın bu ihtiyacının giderilmesi için bütün seçenekler tespit edilmeli ve bunlar içinde en uygun olanı geçit yeri olarak tesis edilmelidir. Eğer belirlenecek bu seçenekler arasında daha öce üzerinde geçit kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış bir taşınmaz varsa diğer koşullarla çelişmediği sürece bu seçenekten de yararlanılmalıdır. Böyle bir durumda, daha önce aleyhine geçit tesis edilen taşınmazlar için ödenecek bedel, bu yerlerden geçit olarak tespit edilen kısımlar için belirlenen tam bedelden daha önce tesis edilen geçit yeri için ödenen bedel indirilerek elde edilecek miktardır.

Somut olayda, 242 ve 1181 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 1202 parsel sayılı taşınmaz lehine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/110-1999/114 sayılı ilamı gereğince bedeli karşılığı 10.4.2000 tarihinde tapuda geçit hakkı tesis edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıya ait 1318 parsel sayılı taşınmazın en uygun geçit yeri olarak, daha önceden geçit kurulmuş olan 1181 parselin tamamı ile 242 parselin bir kısmından yararlanmak suretiyle genel yola ulaşabileceği tespit edilerek hüküm kurulmuştur. Aleyhine geçit kurulmasına karar verilen her iki taşınmazın tam bedeli tespit edilmiş ve bu bedelin yarısının daha önce yararına geçit kurulan 1202 parsel maliki T.’ye ödenmesine karar verilmiş, aleyhine geçit kurulan 242 ve 1181 parsel maliki lehine geçit bedeline hükmedilmiştir. Depo edilen bedel hükümden sonra 21.5.2003 tarihinde davalı T.’ye ödenmiştir. Halbuki açıklanan ilke uyarınca, daha önce lehine geçit kurulan 1202 sayılı parsel malikine bir bedel ödenmesinin gerekmediği, aleyhine geçit kurulan 242 ve 1181 sayılı parsel malikine ise bu taşınmazlardan geçit yeri olarak belirlenen kısımların hesaplanan tam değerinden 2000 yılında kurulan geçit için ödenen miktarın indirilmesi sonucu elde edilecek miktarın ödenmesi gerektiğinin gözetilmesi doğru görülmediğinden hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 15.03.2004 T. 2003/9204 E. 2004/1935 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder