Hata ve Hile Sebebiyle Zaman Aşımı Sınırı Olmaması – Tescil Davası

Hata ve Hile Sebebiyle Zaman Aşımı Sınırı Olmaması - Tescil DavasıBorçlar Kanunu’nun 31. maddesinin uygulanması gereken hallerde Borçlar Kanunu’nun 60 ve 125. maddeleri uygulanamaz. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 39 – 72, 146)

(… Dava, hata ve hile hukuksal nedenine dayanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu nedene dayanan davaların her türlü delille ispatının mümkün bulunduğu devamlılık kazanmış yargısal kararlar gereğidir. Davacı içerisinde oturup yaşamını sürdürdüğü evini tapuda hibe suretiyle davalılara 03.09.1974 tarihinde temlik etmiştir. Temyize konu dava ise 14.11.1986 tarihinde açılmıştır. Akit tablosuna göre bağış tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla bir süre geçmiştir. Mahkemece davanın iddiası doğrultusunda gösterdiği deliller toplanmadan salt 10 yıllık zaman aşımının gerçekleştiği görüş ve düşüncesiyle dava reddedilmiştir.

Bu durumda olayda öncelikle çözümlenmesi gereken sorun Borçlar Kanunu’nun 31. maddesindeki hak düşürücü sürenin 10 yıllık zaman aşımı ile sınırlandırmanın mümkün olup olmadığı. Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinin uygulanması gereken hallerde Borçlar Kanunu’nun 125. ve 60. maddelerinden yararlanıp yararlanamayacağıdır. Hemen belirtmek gerekir ki 31. maddede yenilik doğuran bir hak söz konusudur. Bu itibarla, hileli işlem sonunda mülkiyetin karşı tarafa geçmesi düşünülemez. Özellikle hileli işlemi yapan kişinin kötü niyetli olması halinde 125. maddede öngörülen zaman aşımından yararlanması mümkün olmayacağı gibi, Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinden de yararlanamayacağının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, öncelikle davacının hata ve hileye ıttıla tarihi belirlenerek davanın Borçlar Kanunu’nun 31. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının araştırılması, bu süre içinde açıldığının saptanması halinde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri delillerin toplanması ve bundan sonra delillerin tüm birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Bu yönden hiçbir inceleme ve soruşturma yapılmaksızın yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Dava temelde hata ve hile iddiasına dayanmaktadır. Hile iddiasının gerçekleşmesi halinde temlikin geçerli bir hukuki sebebe dayandığından söz edilemez. Dava bu mahiyeti itibariyle Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık süreye de tabi tutulamaz. Ancak, davanın hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren Borçlar Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca 1 yıl içerisinde de açılmış bulunması zorunludur. Mahkemece bu yöne üzerinde durularak gereken araştırma ve inceleme yapılmak ve dolayısıyla Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak icap ederken tapudaki işlem tarihinden itibaren 10 yıldan fazla sürenin geçtiği düşüncesiyle davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararının BOZULMASINA, (YHGK. 07.02.1988 T. 1/767 E. 987 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder