İştirak Halinde Mülkiyette Kişisel Hakların Çatışması – Satış Vaadi Davası

İştirak Halinde Mülkiyette Kişisel Hakların Çatışması - Satış Vaadi DavasıDavacı vekili tarafından davalılar aleyhine 28.4.1995 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne müdahillerin davasının reddine dair verilen 30.12.1999 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalılar ve müdahiller tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü;

Davacı N. 26, 34, 6 ve 10 sayılı parsellerdeki Ş. ve R.’ye ait miras hisselerini adı geçenlerden 16.9.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını bildirerek, bu hisselerin adına tescilini istemiştir.

S. ve A. isimli kişiler de Ş. Ve R.’nin aynı miras hisselerini 20.10.1987 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile yine bu kişilerden satın aldıklarını belirterek, işbu davaya usulünce harcını da vermek suretiyle asli müdahil olmuşlar ve dava konusu taşınmazların adlarına tescilini istemişlerdir.

Mahkemece, asli müdahillerin davasının, olayda on yıllık zaman aşımı gerçekleştiğinden reddine; davacı N.’nin davasının ise kabulüne karar verilmiş; hükmü asli müdahiller vekili ile davalılar temyize getirmişlerdir.

Ş. ve R. dava konusu taşınmazlarda murislerinden gelen hak ve hisselerini davacı N.  ile asli müdahiller A. ve S.’ye ayrı ayrı satış vaadinde bulunmuşlardır. Parseller başlangıçta iştirak halinde mülkiyete konu iken daha sonra mahkeme kararı ile 19.3.1997 tarihinde müşterek mülkiyete dönüştürülmüştür.

İştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlarla ilgili gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri bu mülkiyet sona erdiğinde ifa kabiliyetini kazanır. Satış vaadine konu taşınmazlar 19.3.1997 tarihinde müşterek mülkiyete dönüştürüldüğünden ve zamanaşımı da bu tarihten başlayacağından asli müdahillerin davasının açılış tarihine öre dayandıkları satış vaadi sözleşmelerinin on yıllık zaman aşımına uğradığından söz etmek mümkün değildir.

Bu durumda iki kişisel hak birbiri ile çatıştığından önceki tarihli olanına değer vermek gerekir. Bunun içindir ki asli müdahillere ait önceki tarihli satış vaadi sözleşmesine itibar etmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 13.04.2000 T. 2066 E. 24448 K.)

ÖZET: İştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlarla ilgili gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, bu mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüşerek sona erdiğinde ifa kabiliyetini kazanır ve zamanaşımı da bu tarihten başlar.

İki kişisel hak birbiri ile çatıştığında önceki tarihli olanına değer vermek gerekir.

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder