Tapuda Çifte Kayıt Durumu – Yolsuz Tescil Davası

Tapuda Çifte Kayıt Durumu - Yolsuz Tescil DavasıÖZET: Tapu sicili herkese açıktır. Hiç kimse tapu sicilinde kayıtlı olan bir durumun kendisince bilinmediği yollu bir iddia ileri süremez.

Tapuda kayıtlı bir taşınmaz mal hakkında sonradan ikinci bir kayıt meydana getirildiği hallerde, Medeni Kanun madde 1023’e dayanılarak hak iddia edilemez.

İki tapu kaydından hangisinin daha eski tarihli olduğunu kestirmek için, onların oluştuğu tarih incelenir ve hani kaydın dayanağı olan kayıt daha önce meydana gelmiş ise, o kayıt daha eski sayılır.

1- Mahkemenin kararlarına ve dosyadaki belgelere göre, davacı ve davalının tapu kayıtırlarının kavgalı yere uygun olduğu anlaşılmakta ve mahkemenin 13.10.1959 günlü eski kararında (Dava konusu yerin davacının fariğinin tapusu içinde bulunması gerektiği, davalının fariğinin gayrimenkulü ifraz ve satışı sırasında tapu işleminin yanlış uygulandığı ve dava konusu yere aynı zamanda davalılar adına tapu kaydı tesis olunduğu ve davalıların da 1931 yılında iyi niyetle bu tapu kaydına dayanarak kendilerine gösterilen ve tapularına uygun ola yerleri işgal ile bina yaptıktan ve 1947 yılındaki kadastro yazımı sırasında da bu yanlışlık düzeltilmeyerek bu yerlerin davalılar adına 9 ve 10 sayılı parsellerle tespit edildiği anlaşılmasına ve davalıların bu yanlışlığı bildikleri ve kötü niyetle temellük ettikleri iddia ve ispat edilmemiş bulunmasına, davalıların tapuya dayanan tasarruflarının davacının satın almasından önce olmasına, davacı da davalıların işgal ve tasarrufunu görüp bildiği halde bu yerleri satın almış bulunmasına göre, davalıların müdahalesinin önlenmesini istemeye hakkı yoktur) denilmekte ve bu gerekçe ile dava reddedilmiş bulunmaktadır.

2- Bu durum karşısında Medeni Kanunun 1023. maddesine dayanılarak iyi niyetle mal edinme iddiasın bulunulamaz. Medeni Kanunu 1020. maddesi gereğince, tapu sicili herkese açıktır. Hiç kimse tapu sicilinde kayıtlı olan bir durumun kendisince bilinmediği yolunda bir iddia öne süremez. O halde, ikinci kayda dayanan kimsenin aynı yer için daha eski tarihli bir tapu kaydı bulunduğunu bildiği halde gayrimenkulü edindiğinin kabulü, kanundan gelen bir zorunluluktur. Demek ki, tapuda kayıtlı bir gayrimenkul hakkında sonradan ikinci bir kayıt meydana getirildiği hallerde, iyi niyet kaidesine ve dolayısıyla Medeni Kanunun 1023. maddesine dayanılarak mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve sonraki kayıt üstün tutularak, buna dayanan taraf yararına hüküm verilemez. Çifte kayıt halinde, sözü edilen 1023. maddenin uygulanmayacağı, hukuk bilginlerince de kabul olunmaktadır.

                a- Wieland’a göre, gayrimenkul dikkatsizlikle iki defa kayıt edilmiş olursa her sahife aynı suretle genel itimattan yararlanır ve sonuçta birbirine zıt tesciller birbirini ortadan kaldırır.

                b- Homberger, çifte kayıt halinde aleniliğin korunması şartının eksik olduğunu, sabitelerden hiç birisinin diğerine üstün tutulamayacağını, bundan dolayı böyle durumlardan ancak gerçek hak sahibinden mal edinmek kabil olacağını yazmaktadır.

                c- Prof. Velidedeoğlu ile Galip Esmer de, Medeni Kanunu 1023. maddesinin ancak tapuda bir defa yazılı gayrimenkullerde uygulanabileceği düşüncesindedirler.

                ç- Prof. Ferit Hakkı Saymen ile Elbir de, çifte tapu halinde önceki kaydın geçerli tutulacağı ve böyle durumlarda Medeni Kanunun 1023. maddesinin uygulanamayacağı düşüncesindedirler.

Nihayet Yargıtay Özel Dairelerini ve Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları gereğince de çifte kayıt bulunan hallerde Medeni Kanunun 1023. maddesi uygulanamaz.

3- İki tapu kaydından hangisinin daha eski olduğunu kestirmek için onların el değiştirme kayıtları incelenir ve hangi kaydın dayanağı olan ilk kayıt daha önce meydana gelmiş ise, o kayıt daha eski sayılır. Mahkemenin bu esasa uygun işlem yaptığı da anlaşılmamaktadır.

4- Her iki tarafın tapuları ve geldi kayıtları incelenerek hangisisin gerçek esasa dayandığı belirtilmeli, önceki ve gerçek kayıtların sahibi yararına hüküm verilmelidir.

5- Bu bakımdan tamamıyla yerinde olan Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken eski kararda ısrar edilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Hükmün BOZULMASINA, (YHGK. 14.11.1962 T. 1/57 E. 83 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder