Tapuya Dayalı El Atmanın Önlenmesinde Uygulanacak Yöntem – El Atmanın Önlenmesi Davası

Tapuya Dayalı El Atmanın Önlenmesinde Uygulanacak Yöntem - El Atmanın Önlenmesi Davası1- Tapu kayıtlarının kroki ve haritaları varsa bunlara göre kapsamları belirlenir. Böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi.

2- Ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.

3- Sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.

Dava, tapuya dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, yapılan uygulama doğru bir sonuca ulaşmaya ve tapu kapsamını tam olarak belirlemeye yeterli nitelikte değildir.

Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanun’un 719, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.

Hal böyle olunca, öncelikle tapunun sınırında gösterilen taşınmazlara ait tapu kayıtları varsa ilk geldilerinden itibaren getirtilmesi, davacıların dayandığı tapu kaydı ile sınırda gösterilen tapu kayıtlarının yukarıda değinilen ilkelere uygun biçimde uygulanması, özellikle doğu sınırında bulunan M.A. tarlasının dava konusu taşınmaza göre nerede başlayıp nerede bittiğinin, doğu sınırında açık kısım kalıp kalmadığının kesin olarak saptanması, sınırların tam olarak kapanmayıp açık yönler kalması halinde tapu kaydına miktarı ile geçerli kapsam belirlenmesi, dava konusu yerin tapu kapsamı dışarısında kalması halinde, zilyetliğin kimde olduğunun ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğinin hangi taraf yararına gerçekleştiğinin araştırılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz uygulama ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.l.HD. 03.04.2001 T. 2225 E. 3906 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder