Ticareti Terk Edenin Muvazaalı Devri – İstihkak Davası

Ticareti Terk Edenin Muvazaalı Devri - İstihkak Davası1- Alacaklı ile borçlu arasındaki ilişkiyi ve borcu bilenin, borcun doğumundan sonra borçlu ile gerçekleştirdiği devir sözleşmesi alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik bulunması nedeniyle istihkak iddiası muvazaaya dayanır.

2- Ticareti terk eden kişi İcra ve İflas Kanunu 44. maddesindeki işlemleri yerine getirmediği takdirde alacaklısına karşı sorumluluğu devam eder. (2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 44, 96, 9, 277)

Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Uyuşmazlık takip hukukuna göre 3. kişi tarafından açılan istihkak (İcra ve İflas Kanunu 96 vd.) ve alacaklının karşılık tasarrufun iptali davasına (İcra ve İflas Kanunu 97/1,277 vd.) ilişkindir.

Menkul haczi 17.12.1996 tarihinde borçluya ait kuaför işyerinde yapılmıştır. Davacı 3. kişinin bu işyerini 6.12.1996 tarihli (devir senedi) başlıklı sözleşme ile borçludan devraldığı çekişmesizdir. Ne var ki alacaklı ile borçlu arasındaki ilişkiyi ve borcu bilen davacının borcun doğumundan sonra borçlu ile gerçekleştirdiği devir sözleşmesi alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik bulunması nedeniyle istihkak iddiasının muvazaaya dayandığı dosyadan bilgi ve belgelerden ve özellikle tanık anlatımlarından açıkça anlaşılmaktadır.

Öte yandan İcra ve İflas Kanunu 44. maddesi hükmüne göre ticareti terk eden kişi bu maddede açıklanan işlemleri yerine getirmediği takdirde alacaklısına karşı sorumlu olduğu gibi işyerinin devralan ve iyi niyetli bulunmayan 3. kişinin de alacaklının haklarını etkilediği oranında sorumluluğunun bulunduğu gözardı edilerek istihkak davasının reddi ve karşı davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davalı-karşı davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.21.HD. 26.05.1998 T. 3550 E. 3902 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder