Toprağın Verimini Arttırmak İmar İhya Sayılır mı? – Tescil Davası

Toprağın Verimini Arttırmak İmar İhya Sayılır mı? - Tescil DavasıBaşka yerden toprak getirip, karışım yapmak suretiyle toprağın verim gücünü arttırmak imar ihya sayılmaz.

F.K. ile Hazine, dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, Bafra Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen. 11.4.1991 gün ve 845/440 sayılı hükmün, Yargıtay’ca incelemesi, Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Dava konusu taşınmaza ait tapulama tutanağı 25.3.1974 tarihinde kesinleşmiştir. Bu dava ise 6.10.1989 tarihinde, aradan 10 yıl geçtikten sonra açılmıştır. Mülga Tapulama Kanunu’nun 31/2. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’un 12. maddesi hükmüne göre, imar ihyaya tekaddüm eden sebeplere dayanılarak açılacak davalar, 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı tutulmuştur. Bu hükmün istisnası, 3402 sayılı Kanunun 46. maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddeye göre, hak düşürücü süre geçmiş olsa bile, maddede öngörülen sebeplerden birsine dayanılıyorsa, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıllık süre içerisinde böyle bir davanın açılması mümkündür. Dava dilekçesinde imar ihyaya dayanılmış olup bu iddia şekline göre, dava 2 yıllık ek süre içerisinde açılmış olmaktadır. Ancak, bu davanın dinlenebilmesi için imar ihya olgusunun yahut devletçe verildiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Her ne kadar tanıklar bu yerin iskanen verildiğini bildiriyorlarsa da bu hususta resmi bir belge bulunmadığından, iskanen verilme hususu ispatlanmış sayılmaz. İmar ihya iddiasına gelince: Tanık A.K., taşınmazın 1943 senesinde imar ihya edildiğini bildirmiş ise de imar ihyanın ne şekilde yapıldığı hakkında bir açıklamada bulunmamıştır. Aynı şekilde teknik bilirkişiler jeoloji mühendisi ile ziraat mühendisi tarafından verilen raporda da dışarıdan getirilen toprağın mevcut toprakla karıştırılıp ıslah edildiği bildirilmiştir.

Bir yerin toprak getirip toprağın mevcut toprakla karıştırmak, toprağın verim gücünü bu şekilde yükseltmek, 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde açıklanan imar ihya olarak kabul edilemez. İmar ihyanın kabul edilebilmesi için, nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan özel mülkiyet konusu olmayan yerlerden, emek ve para harcanmak suretiyle tarım arazisi haline getirilmiş bulunması gerekmektedir. Bu açıklamalara göre, kanunun anladığı manada bir imar ihya söz konusu değildir. O durumda, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu kabul etmek icab eder.

Bu bakımdan, davanın reddi yönüne gidilmesi gerekir. Temyiz itirazları, açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.8.HD. 22.10.1992 T. 13084 E. 13935 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder