Zilyetliğin Devri ile Satışın Gerçekleşmesi – Tescil Davası

Zilyetliğin Devri ile Satışın Gerçekleşmesi - Tescil DavasıHUMK.nun 297. (6100 s. HMK. 206) maddesindeki öngörülen koşullarla düzenlenen ve teslim edildiğini de içeren satışa dair senetlerin, aksi aynı hukuksal nitelikteki bir delille kanıtlanabilir.

Taraflar arasında, tapulama tespitinden doğan dava sonucunda, verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği düşünüldü:

Tapulama sırasında, 4338 sayılı, 6250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydına ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak F. adına tespit edilmiştir. Davalının itirazı, tapulama komisyonunca kabul edilmiştir. F. mirasçısı Y., dayanılan satışın gerçekleşmediğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmanın davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın satışının, zilyetliğin devri suretiyle tamam olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Medeni Kanun’un 890. maddesi hükmünce tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın satışı, zilyetliğin devri ile tamam olur ve bu koşulun gerçekleşmesi halinde satış, taraflar yönünden hüküm ifade eder. Olayda davalı, HUMK.nun 297. (6100 s. HMK. m. 206) maddesinde öngörülen koşullarla düzenlenen ve teslim ikrarını içeren satış senedine dayanmıştır. Bu tür senetlerin aksi, satıcı olarak sözleşmenin tarafı bulunan F. ve onun külli halefi olan davacı tarafından, aynı hukuki nitelikteki başka bir delil ile kanıtlanabilir. Ancak davalı, 25.10.1982 tarihli keşif de, çekişmeli taşınmazın zilyetliğinin kendisine teslim edilmediğini bildirmiş ve bu sözleri, mahkemece belgelendirilmiş olduğu gibi; bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın davalıya teslim edilmediğini, ölünceye kadar F. ve daha sonra da davalının zilyet olduğunu ve tapulama tespit gününe kadar sürdürülen zilyetliğin 20 yıla ulaştığını bildirmişlerdir. Hal böyle olunca, satış konusu taşınmazda zilyetliğin davalıya teslim edilmediği belirlenmekle satış gerçekleşmemiştir. Bu itibarla davalı, satın almaya dayanamaz. O halde, mahkemece, yararına tapulama tespiti yapılan miras bırakan F. yönünden, 766 sayılı Tapulama Kanununun 33/4. maddesi hükmünce, bölgede 167 sayılı Kanunun yürürlüğü gününden sonra, kayıt ve belgeye dayanmaksızın tespit ve tescil edilen taşınmazlar yüzölçümü büyüklüğünün ne olduğu, tapulama müdürlüğü ve tapu sicil muhafızlığından ayrı ayrı sorulup, saptanarak ve toplanan zilyetlik deliller değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yanılgıya düşülerek, gerçekleşmeyen satışa değer vermek suretiyle, yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.7.HD. 04.10.1984 T. 22060 E. 11190 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder