Arazi ile Üzerindeki Yapı Farklı Kişilere Ait Olabilir mi? – Tescil Davası

Arazi ile Üzerindeki Yapı Farklı Kişilere Ait Olabilir mi? - Tescil DavasıBir yer üzerinde yapılan bina ve inşaat, o yerin tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz‘ü) sayılır. Hukuki durumu yere tabidir.

Kat mülkiyeti veya irtifak hakkına konu olan taşınmazlar dışında sicilde, mülkiyet hakkı doğuracak şekilde taşınmazın üstünün bir başkasına ait olduğunun şerh verilmesi imkansızdır. (Medeni Kanun madde 684)

Hikmet ve itiraz davacısı Şaziye ile Hazine ve Işıklar Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, (Karacasu Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 12.7.1988 gün ve 53/204 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Hazine ve Şaziye ile Hikmet taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Dosya münderecatına ve toplanan delillere göre çekişmeli yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Hazinenin ve muteriz Şaziye’nin temyiz itirazlarının reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece taşınmazın 123 metrekare olarak davacı adına tesciline karar verilmekle birlikte üzerinde bulunan 2 katlı evde muteriz davacı Şaziye’nin de yarı oranında hissesi olduğu hususunun tapuya şerh edilmesine karar verilmiştir. Medeni Kanun’un 684. maddesi hükmüne göre bir arazi üzerinde yapılan bina ve inşaat, arzın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz‘ü) sayılır. Bu binanın hukuki durumu arza tabidir. Bundan çıkan sonuç şudur: Kural olarak bir taşınmazın altı başkasına üstü başkasına ait olamaz. Zemin kime ait ise tamamlayıcı parça sayılan üzerindeki bina da ona ait olur. O itibarla binanın yarısının muteriz davacı Şaziye’ye ait olduğunun tapuya şerh verilmesi mümkün değildir. Ancak kat mülkiyeti söz konusu olan hallerde yahut irtifak hakkına konu olan taşınmazlarda böyle bir durum söz konusu olabilir. Mahkemece yapılacak iş, bina muteriz davacı tarafından yapılmış ise sadece bu durumu tespit etmekten ibarettir. Yoksa sicilde mülkiyet hakkı doğuracak şekilde taşınmazın üstünün bir başka şahsa ait olduğunun şerh verilmesi mümkün değildir. Davacının bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde bulunmaktadır. Gerçekten de Medeni Kanun’un 1009. maddesinde; hak olarak sicile şerhi gereken hususlar belirtilmiştir. Bunlar şufa hakkı, iştira hakkı, vefa hakları ile icar ve isticar gibi şahsi haklardır. Ve bu haklar kanunun sarahatan tayin ettiği hallerde ancak sicile şerh verilebilir. Muteriz davacının isteği kanunda yazılı hallerden hiç birisine girmemektedir. Mahkemece bu yön göz önünde tutularak talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz ve davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün şerhe ilişkin bölümünün BOZULMASINA, (Y. 8.HD. 7.2.1988 T. 19157 E. 1989/1170 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder