Alacaklının Borçlu Adına Paylaşma Davası Açması – Taksim Davası

Alacaklının Borçlu Adına Paylaşma Davası Açması - Taksim DavasıPaylaşma davası açma hakkı paydaş ya a mirasçıya aittir. Alacaklı, borçlu mirasçı adına paylaşmaya katılmak üzere sulh hakiminden kayyım atanmasını isteyecek, kayyım atandığında kayyım, paydaşlığın giderilmesi davası açacak, davaya kayyım huzuru ile devam edilip sonuçlandırılacaktır. (Medeni Kanun madde 648, 677, 698, 699)

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan E. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava 6 adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece satış kararı verilmiş ve hüküm davalı E. tarafından temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun paylı mülkiyetin sona ermesini düzenleyen ve “paylaşma istemi” başlığını ihtiva eden 698. maddesi hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça paydaşların her birinin malın paylaşılmasını isteyebileceği hükmüne yer vermiştir. 699. madde paylaşma biçimi hakkındaki kuralı koymuştur.

Buna göre aynen bölünerek paylaştırma mümkün ise hakim o şekilde, değilse açık artırma ile satış kararı verecektir. Kanunun bu maddesi amir bir nitelik taşır. Aynı Kanunun 703/son maddesi de elbirliği mülkiyetinde paylaşma, aksine hüküm bulunmadıkça paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır kuralını öngörür. Kanunu Medeni’nin 627. maddesi taksim davasından söz ederken Medeni Kanunun 698. maddesi başlığı ise “paylaşma istemi” şeklinde kaleme alınmıştır. Maddede “dava” sözcüğü yerine davayı da içine alan daha kapsamlı “istem” sözcüğüne yer verilmiştir.

Bu kanuni düzenlemeden anlaşılacağı üzere paylaşma isteme (taksim davası açma) hakkı kural olarak paylı mülkiyette paydaşa, elbirliği mülkiyetinde ise mirasçıya tanınmıştır. Malik olmayan kimseye paylaşma isteme ve paylaşmaya katılma hakkı tanınmamıştır. Örneğin Kanunu Medeni’nin 612, Medeni Kanunun 677. maddeleri miras payının temliki konusunda üçüncü kişi ile sözleşme yapma imkanı vermesine karşın, bu kimseye paylaşmaya katılma yetkisi vermemektedir. O halde paydaş olmayan kimsenin paylaşma (taksim) davası açması mümkün değildir.

Kanunu Medeni’nin 648. maddesine göre bir mirasçıya düşen hisseyi temellük eden veya haczeden yahut o mirasçı aleyhine borcunu ödemekten acze dair icra vesikası olan alacaklı hakimin mirasçı yerine kaim olmak üzere taksime iştirakini isteyebilecektir. Taksime iştirak paylaşma (davayı) isteme hakkını da kapsar. Paylaşma davası açma hakkı paydaş ya da mirasçıya ait olduğundan ve borcunu ödemeyen mirasçıdan alacağın tahsili sonucunu doğuran bir davayı açması da beklenemeyeceğinden kanunun sözü edilen maddesi ile bu hak hakime tanınmış, hakim borçlu mirasçı yerine dava açması konusunda alacaklıya yetki vermekte, alacaklı da hakimden aldığı bu yetkiye dayanarak taksim davası açmakta idi.

Kanun koyucu böyle bir durumu uygun görmediğinden Türk Medeni Kanunun 648. maddesiyle yeni bir hüküm getirmiş, alacaklıya sulh hakiminden paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilir tarzında bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre alacaklı sulh hakiminden paylaşmaya katılmak üzere kayyım atanmasını isteyecek, kayyım atandığında kayyım paydaşlığın giderilmesi taksim davası açacak, davaya kayyım huzuru ile devam edilip sonuçlandırılacaktır. Yasa maddesinde bizzat borçluya değil borçlu adına mirasın paylaşılmasını istemek, gerektiğinde paydaşlığın giderilmesi davası açmak üzere bir kimsenin kayyım atanması amaçlanmıştır. Kanunun bu hükmü dikkate alınmaksızın davaya alacaklı huzuruyla devam edilip sonuçlandırılması doğru değildir. Bundan zühul ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. Hükmün BOZULMASINA, (Y.6.HD. 15.06.2004 T. 4804 E. 4927 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder