Bakıp Gözetme Sözleşmesi Devam Ederken Yapılan Satış – Tescil Davası

Bakıp Gözetme Sözleşmesi Devam Ederken Yapılan Satış - Tescil Davası1- Bakıp gözetme sözleşmesinin iptaline ilişkin hüküm, bakıp gözetme koşulunun yerine getirilmemesi nedenine dayandığından sözleşmenin bozulması (feshi) niteliğini taşır ve hüküm tarihinden başlayarak geçerli olur.

2- Sözleşmenin bozulması gününe kadar bakıp gözetme koşulu ile taşınmazın temlik edildiği kimse asli zilyet durumundadır ve temlik edenin bu sırada diğer bir kişiye yaptığı satış geçersizdir. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 511) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 611)

Taraflar arasında tapulama tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşılmakla tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü:

Tapulama sırasında 3680 metrekare yüzölçümünde 460 parsel sayılı ve 3110 metrekare yüzölçümünde 329 parsel sayılı taşınmazlar satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak İsa adına, 573 parsel sayılı 5735 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ile 559 parsel sayılı 1115 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak Hayriye adına tespit edilmiştir.

İtirazları tapulama komisyonu tarafından red edilen Emine ve Saniye miras yoluyla gelen taşınmazların taksim edilmediğini, bu nedenle satışın muteber olmadığını, Ali mirasçıları adına tapuya tescilini ileri sürmüşler ve dava açmışlardır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı İsa tarafından temyiz edilmiştir.

Hükmü temyiz eden İsa, 1963 günlü bir senede dayanmış ve Ali’den çekişmeli taşınmazları satın aldığını ileri sürmüştür. Oysa Ali’nin daha önceki bir sözleşme ile davalı İsa’nın karısı Hayriye’ye çekişmeli taşınmazları bakıp gözetme şartı ile temlik etmiş ve bu temlik senedi mahkeme hükmü ile bakıp gözetme şartı yerine getirilmediğinden iptal edilmiştir. O halde İsa’nın dayanmış olduğu satın alma sözleşmesi, taşınmazın Ali elinden çıktığı ve Hayriye’nin asli zilyetliğine geçtiği bir sırada yapılmıştır. Bu durumda Ali’nin tasarrufi işlem yapma yetkisi yoktur. Bu bakımdan Ali’nin İsa’ya satışı geçersizdir. Her ne kadar bakıp gözetme sözleşmesi sonradan iptal edilmiş ise de; bu iptal hükme bakıp gözetme şartının yerine getirilmediği nedenine dayandığından sözleşmenin feshi niteliğini taşır ve hüküm tarihinden itibaren geçerlilik ifade eder. Hal böyle olunca sözleşmenin feshi gününe kadar Hayriye asli zilyet durumundadır ve dolayısıyla İsa’nın dayanağı satın alma sözleşmesinin hukukça bir değeri bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemenin çekişmeli taşınmazların Ali payının Ali mirasçıları adına tesciline karar verilmiş olması, isabetlidir. Bu nedenlerle mahkemenin hükmü sonucu bakımından doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, (Y.7.HD. 10.10.1977 T. 270 E. 10338 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder