Çekişmesiz Zilyetlik, İstihkak Davası, Çifte Tapu – Tescil Davası

Çekişmesiz Zilyetlik, İstihkak Davası, Çifte Tapu - Tescil Davası1- İskanen dağıtılan taşınmazlar 10 yıl satılamazlar. Bu süre kazandırıcı zaman aşımına dayanan alıcının zilyetlik süresinden çıkarıldıktan sonra koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.

2- Çekişmesiz zilyetlik hakiki malikin istihkak davası açmadığı veya açsa dahi davanın netice vermediği zilyetliktir. Zilyet aleyhine açılmayan ve açılsa dahi çekişmenin netice vermediği dava ile zilyetlik kesilmez.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Tapulama sırasında 696 ada 19 parsel sayılı 17822 metrekare yüzölçümlündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı M. ve Y. tarafından davalı aleyhine açılmış olan dava tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece çekişmeli 696 ada 19 sayılı parselin 1838 metrekarelik kısmının davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki kadastro tespitinin iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: 696 ada 19 parsel sayılı taşınmazın krokisinde kırmızı ile taralı olarak gösterilen 1838 metrekarelik bölümün davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Davalılar hükme esas alınan, davacıların murislerine ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini ileri sürerek 31.12.1991 günlü kararın bozulmasını istemişlerdir.

Mahkemece taşınmazın çekişmeli bölümü davacıların murisleri üzerinde kayıtıl 1771 sayılı Yasayla oluşturulan 15.6.1951 tarih 64 nolu tapu kaydı ile davalılara ait tescil kararı ile sonradan oluşturulan 27.3.1980 tarih 64 nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı, her iki tapu kaydının aynı yere ait olduğu ve böylece olayda çifte tapu söz konusu olduğundan geçerli, sahih esasa dayanan eski tarihli davacılar tapusuna değer verilerek çekişmeli 1838 metrekarelik bölüme başka parsel numarası verilerek veraset belgesindeki mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.

Çekişmeli taşınmaz kısmı 1771 Sayılı Yasaya göre davacıların murisleri R. ve ailesi efradına temlik edilmiştir. Davacıların miras bırakanları dosyadaki veraset ilamına göre en son kayıt malikinin 6.10.1935 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. İskanen verilen taşınmazlarda Hazine lehine 10 yıllık takyit süresi mevcuttur. Böylece kayıt maliklerinin ölüm tarihi ile kadastro tespitinin yapıldığı 14.5.1987 tarihine kadar davalıların zilyetliği kesintiye uğramadan çekişmesiz ve malik sıfatıyla devam etmiştir. Medeni Kanun’un 713/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinin B/c fıkra ve bentlerine göre olayda zilyetlikle mülk edinme koşulları davalı taraf yararına oluşmuş bulunmaktadır.

Mahkemece davacıların üçüncü kişi durumunda bulunan Ş.E. aleyhine açtıkları ve adı geçenin zilyet olmadığı nedeniyle red ile sonuçlanan el atmanın önlenmesi davası davalıların zilyetliğini kestiği gerekçe olarak gösterilmiştir Ancak çekişmeden amaç zilyet aleyhine açılan davadır. Çekişmesiz zilyetlik hakiki malikin istihkak davası ikame etmediği veya etse dahi çekişmenin netice vermediği zilyetliktir. Taşınmazla hiçbir akdi ve irsi ilgisi olmayan kişi aleyhine açılan tescil ve el atmanın önlenmesi davaları sonuçlanıp gerçek zilyet aleyhine bir hüküm kurulmayan hallerde zilyetliğin kesintiye uğradığı kabul edilemez. O halde davacılara ait tapu kaydı hukuki gerçekliğini yitirdiğinden reddine karar verilmesi gerekir.

Kabule göre de, 696 ada 19 parsel 17822 metrekare olarak davalılar adına tespit edilmiş ve komisyonca Asliye Hukuk Mahkemesinde 1988/381 esas sayılı dosya ile davalı olduğu gerekçesiyle malik hanesi boş bırakılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2 maddesine göre kadastro komisyonlarından gönderilen tutanakları ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların içeriğinden malik tespitinin yapılamadığı hallerde hakim taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. O halde taşınmazın 1838 metrekarelik çekişmeli kısmın dışındaki bölümün davalılar adına tesciline karar verilmemiş olması da isabetsizdir.

Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün BOZULMASINA, (Y.17.HD. 23.1 1.1992 T. 2498 E. 10615 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder