Çift Tapuda Hazineyi Bağlayan Konular – Tescil Davası

Çift Tapuda Hazineyi Bağlayan Konular – Tescil DavasıTescil davasında Hazine taraf olduğuna göre, tescil hükmü Hazine yönünden kesin hüküm oluşturur; tapu Hazineyi bağlar. Buna karşın, Hazinenin anılan yer hakkında tapu oluşturup, taşınmazı dağıtması geçersizdir ve böyle oluşturulan tapu ile ilgili tescil işlemi, temelde hukuksal nedenden yoksundur.

Sınırlama, yasadan doğan bir yükümlülük olduğundan, bu yönün tapu sicilinde belirtilmemiş (şerh edilmemiş) olması, davalının mal ediniminin iyi niyete dayandığını göstermez.

Çift tapu halinde Medeni Kanun madde 1023 uygulanamaz. (MK. m. 713, 1023) (1086 s. HUMK. m. 237) (6100 s. HMK m. 303)

Davacı, 4.3.1966 tarih, 25 no.da senetsizden aldığı tapu ile malik bulunduğu taşınmazına, davalının adına sonradan tesis edilen kaydın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme, iptali istenen davalıya ait tapu kaydı, hazine adına kayıtlı olup, hazineye mütegayyip eşhastan intikal ettiği ve zilyetlikle iktisap olunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Bu karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz olunmakla dosya incelenip, gereği düşünüldü:

Davacı, 4.3.1966 tarih, 25 no.lu tapu ile malik olduğu taşınmazını, davalı Hazinenin, mütegayyip eşhastan kaldığından bahisle, 1968 yılında adına tapuya kayıt ettirdikten sonra; iskanen, 15.7.1968 tarih, 44 no.lu tapu ile M. ve ailesi efradına tevzi ettiğini, bunlardan da davalı A.’nın satış suretiyle, 19.4.1976 tarihinde iktisap ettiğini ileri sürerek, davalı üzerindeki, 19.4.1976 gün ve 8 no.lu tapunun iptalini istemiştir.

Davalılar, kayda değer bir savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, mütegayyip kişilerden hazineye kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tapusu, senetsizden tescil yoluyla hükmen tesis edilmiştir. Tescil davasında, Hazine taraf bulunduğuna göre, davacı tapusu Hazineyi bağlayıcı nitelikte olup, tescil hükmü, Hazine yönünden kesin hüküm teşkil eder. Hal böyle iken, Hazinenin bu yer hakkında namına, 4.7.1968 tarih, 12 no.lu tapuyu tesis ettirmesi ve ondan sonra da taşınmazı tevzie tabi tutması geçerli olmayıp; bu suretle tesis edilen davalı tapusu ile ilgili tescil işlemi, temelde hukuki sebepten yoksundur.

Gerçi, davalı kayda dayanarak, 19.4.1976 tarih, 8 no.lu tapu ile iktisapta bulunmuş ve sicildeki kayıtta taşınmazın, 2510 sayılı Yasa yönünden takyitli olduğu yolunda bir şerh mevcut değil ise de; takyit yasadan doğan bir yükümlülük olduğuna göre, bu yönün tapu siciline şerh edilmemiş olması, davalının iktisabının iyi niyete dayandığını göstermez. Esasen çift tapu halinde, Medeni Kanun’un 1023. maddesinin uygulama olanağı da yoktur.

Bu durumda, davacı tapusun üstünlük ve geçerlilik tanımak suretiyle, davanın kabulüne karar verilmek gerektiği düşünülmeden, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (Y.1.HD. 21.01.1980 T. 48 E. 339 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder