Dağ Sınırındaki Bir Alanın Sahiplenilmesi – Tespite İtiraz Davası

Dağ Sınırındaki Bir Alanın Sahiplenilmesi – Tespite İtiraz Davası1- Vergi kaydının revizyon gördüğü parsellere ait açılmış davalardan biri için verilecek karar, diğer parsellere ilişkin davaları da etkileyeceğinden HUMK. 45. maddesi hükmünce, davalar birleştirilip, birlikte görülmelidir.

2- Dağ, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Dağ sınırlı kayıt miktarı ile geçerlidir.

3- Dağ, imar ihya ile iktisap edilebilir. (Medeni Kanun madde 719 [645]) (3402 sayılı Kadastro Kanunu 17, 20, 33) (HUMK. m. 45)

Taraflar arasındaki tespite itiraz davasından dolayı yapıla yargılama sonunda; Çivril Tapulama Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.6.1984 gün ve 30-72 sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 14.2.1985 gün ve 2222-1004 sayılı ilamıyle;

… Çekişmeli taşınmaz 851, 852, 853 ve 854 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören vergi kaydının miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın tespit tutanağında sözü edilen vergi kaydının kapsamında kaldığı ve davacı yararına Tapulama Kanunu’nun 33. maddesi hükmünce kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur. Yerel bilirkişinin çekişmeli taşınmazın dayanılan vergi kaydının kapsamı içinde kaldığı yolundaki sözleri dayanaktan yoksundur. Dayanılan vergi kaydı dağ sınırı itibariyle genişletilmeye elverişlidir. Eylemli durumda çekişmeli taşınmazın kuzey sınırında ve aynı vergi kaydının revizyon gördüğü 853 parsel sayılı taşınmazdan miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilen 892 parsel sayılı taşınmazın kuzey sınırında eylemli durumda tapulama harici bırakılmış taşlık alan vardır.

Tapulama Kanunu’nun 42. maddesi hükmünce sınırları genişletilmeye elverişli belgelere dayanan tespitlerde, belgede yazılı miktara geçerlilik tanınır. Vergi kaydı miktarından fazlasıyla yukarıda sözü edilen dört parsel revizyon görmüştür. Belgelere ve eylemli duruma ters düşen bilirkişi sözlerine değer verilemez. O halde, vergi kaydının revizyon gördüğü parsellerin tümüne ait tespit tutanakları ile 851 ve 854 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olarak Hazine adına tespit olunan parsellere ait tespit tutanakları getirtilmeli, aynı vergi kaydının miktar fazlası olarak taşınmazlar Hazine adına tespit edildiğine göre, o parsellere yönelik dava bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa birinde verilecek karar, sonucu itibariyle öbür parsele ilişkin davayı da etkileyeceğinden HUMK.nun 45. maddesi hükmünce davalar birlikte görülmeli, ondan sonra tarafsız bilirkişi aracılığı ile vergi kaydı yeniden uygulanmalı, değişmez nitelikteki sınırlar esas alınmak suretiyle kapsamı belirlenmeli, vergi kaydının kapsamı dışında kalan bölümlerin öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan dağ, taşlık, delicelik ve kayalık yerlerden olup olmadığı uzman bilirkişi aracılığı ile saptanmalı, öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığının belirlenmesi halinde, davacı tarafın göstereceği zilyetlik şahitleri taşınmazın başında dinlenerek kendilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, gerekirse tespit bilirkişileri dinlenmeli, tespit bilirkişileriyle yerel bilirkişi ve tanık arasında çelişki bulunduğu takdirde giderilmeli, komşu parsellere uygulanan belgelerin çekişmeli taşınmaz yönünü ne biçimde sınır gösterdiği araştırılmalı, uzman bilirkişiye keşfi izlemeye olanak sağlayacak biçimde kroki çizdirilmeli, taşınmazın öncesinin halinde ihyanın tamamlanma tarihi bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, ihyanın 27.3.1950 tarihinden önce tamamlandığının saptanması halinde Tapulama Kanununun 37. maddesi hükmü göz önünde bulundurulmalı, dayanılan vergi kaydı miktarıyla geçerli olduğundan miktar fazlası yönünden zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmesi halinde Tapulama Kanunu’nun değişik 33/4. maddesi gereğince 50 dönüm araştırması yapılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetsizdir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yasaların zaman içinde uygulanması esasları da dikkate alınması icap edeceğine göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, (YHGK. 12.04.1989 T. 7-164 E. 279 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder