Harici Satışta Yükümlülükten Kaçınma – El Atmanın Önlenmesi Davası

Harici Satışta Yükümlülükten Kaçınma - El Atmanın Önlenmesi DavasıHaricen satış sonunda taraflardan biri ferağdan veya teferruğdan imtina ettiği takdirde muteber olmayan bu satış zımnında her iki tarafın verdiğini istirdada hakkı mevcuttur. Satıcı aldığı parayı,  müşteri de gayrimenkulü iade etmekle mükelleftir.

Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, Kızılot köyü 110 nolu parselde paydaş olduklarını, davalı A. oğlu H.D.’nin taşınmaza haksız müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesine ve yaptığı seranın sökülmesine karar verilmesini istemişler, ölümleriyle mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.

Davalı (karşı davacı), davanın reddini savunmuş, ayrıca davacıların murisi R.’den harici satış senedi ile taşınmazı satın aldığını belirterek 90/15360 payının iptaliyle adına tescilini talep etmiştir.

Davacılardan H.D. mirasçıları, birleştirilen 2008/633 esas sayılı davalarında da, murisleri H.D.’nin babaannesinden intikal eden payın hükmen davalılar adına tesciline ilişkin mahkeme kararının infazı sırasında annesinden gelen payın da davalılar adına tescil edildiğini bildirip, iptal-tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Birleştirilen davanın davalıları, bu konuda 1988/180-1992/54 sayılı kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu savunmuşlardır.

Mahkemece, davalı lehine harici satış bedelinin güncel değeri üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne; karşı davanın reddine; birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, asıl davanın davacıları ile birleştirilen davanın, davalıları tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi M.A.’nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve yıkım; karşı dava, harici satın almaya dayalı iptal-tescil; birleştirilen dava ise, yolsuz tescil nedeniyle açılan iptal-tescil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, asıl ve karşı dava hakkında, harici satış senedindeki bedelin güncel değeri üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine hükmedilip, yıkım isteği reddedilmiş; birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm asıl davanın davacıları ile birleştirilen davanın davalıları tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden birleştirilen dava bakımından davalılar adına fazladan tescil edilen payların illetten yoksun olduğu ve yolsuz nitelik taşıdığı, diğer taraftan derdestlik itirazına konu yapılan 1997/404 Esas sayılı davanın 23.03.2007 tarihli kararla açılmamış sayılmasına hükmedildiği kesin hüküm itirazına konu yapılan 1988/180 esas sayılı davada verilen hükmün de çekişmeli payı kapsamadığı, bu itibarla derdestlikten ve kesin hükümden de söz edilemeyeceği anlaşıldığından, birleştirilen davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların değinilen hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.

Asıl ve karşı dava ile ilgili temyiz itirazına gelince, hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi kural olarak doğrudur.

Ne var ki, 10.07.1940 tarih, 2-77 sayılı İBK.’nda vurgulanan “Haricen gayrimenkul satılıp da bedeli satana ve gayrimenkul de alana teslim ve bu suretle gayrimenkul alanın intifaına terk edildiği ve ahiren bunlardan biri ferağdan veya teferruğdan imtina ettiği takdirde muteber olmayan bu satış zımnında her iki tarafın verdiğini istirdada hakkı mevcut ve satın aldığı parayı ve müşteri de gayrimenkulü iade vecibeleriyle mükellef bulunduğuna” ilişkin ilke gözetilerek, hapis hakkına harici satış bedeli üzerinden hükmedilmesi gerekirken, anılan bedelin güncel değeri üzerinden hapis hakkı tanınması ve kabule göre de, hükmedilen güncel bedel miktarının hüküm yerinde belli edilmemesi isabetsizdir.

Öte yandan, kesinleşmiş hükmün infazı sırasında tapuda yapılan yanlışlık nedeniyle açılan birleştirilen davanın devletin sorumluluğunu düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi çerçevesinde Hazineye ihbar edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.

Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün oyçokluğuyla BOZULMASINA, (Y.1.HD. 22.12.2010 T. 12689 E. – 13877 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder