Hazine Taşınmazında Zilyetliğinin Korunması – Tescil Davası

Hazine Taşınmazında Zilyetliğinin Korunması - Tescil DavasıTapu maliki Hazine davada taraf olmadığına göre, şahıslar arasındaki ihtilafın, Türk Medeni Kanunu 982 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olarak görülmesi ve üstün hakkı olan lehine karar verilmesi gerekir.

Z.Y. ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair Diyarbakır Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 27.12.2002 gün ve 387-1808 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, dava dilekçesinde yazılı taşınmaza davalı Belediye Başkanlığının el atmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, dava konusu taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca Belediyeye devri gereken yerlerden bulunduğu, imar planında yeşil alan olarak ayrıldığı, ağaçlandırma ve yeşillendirme çalışmalarının yapılması için Belediyeye izin verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 9.7.2002 günlü krokili raporda dava konusu taşınmaz bölümünün Hazine adına arsa niteliği ile kayıtlı bulunan 78 parsel kapsamında kalan bir yer olduğu belirlenmiştir. Davacı; taşınmazı 10 sene kadar önce R.K. isimli kişiden satın ve devraldığını hububat ekmek suretiyle tasarrufta bulunduğunu bildirmiştir. Dava konusu taşınmaz, Hazine adına kayıtlı olup, Hazine davada taraf durumunu almamış bulunduğuna göre, uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu’nun 982 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması kuralları çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekir. Bu tür uyuşmazlıklarda üstün ve korunmaya değer zilyetlik hangi tarafta ise ona göre uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilir. Somut olayda, davacının dava konusu taşınmaza zilyet olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı, imar planında park alanı olarak ayrılmış bulunan dava konusu yerin ağaçlandırılmasına izin verildiğini, bu nedenle ağaçlandırma işlemine geçildiği bildirilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesi ve Kamulaştırma Kanunu’nun 6. maddesinin son fıkrası hükümlerinin göz önünde tutulması gerekir. İncelenmekte olan olayda, anılan maddelerdeki koşullar davalı Belediyece yerine getirildiği ileri sürülmediği gibi dosya arasında herhangi bir belgeye de rastlanılmamıştır.

Mahkemece, davacının üstün zilyetliğine değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Hükmün ONANMASINA, (Y.8.HD. 30.05.2003 T. 3728 E. 3955 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder