İnşaat Hatalarından Müteahhidin Sorumluluğu – Temyiz Davası

İnşaat Hatalarından Müteahhidin Sorumluluğu - Temyiz DavasıBinalardaki yapım hataları, genel bir inceleme ile anlaşılmayacak ancak zamanla ortaya çıkabilecek türden gizli ayıplardır. Bir binanın ayıplı olmasına dayanılarak açılan davalarda, dava hakkı mülkiyetin devrinden itibaren 5 yıl geçmekle düşer (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 215), (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 244).

Dava dilekçesinde, inşaat hatasından doğan aykırılıkların giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, binayı (bağımsız bölümü) alan kişidir. Binayı yapan ve satan da davalıdır.

Davada, bağımsız bölüm satışında bulunan davalı müteahhidin, satılan dairedeki ayıpları tekeffülü nedeniyle bunun giderilmesi istenilmiştir. Bu ayıplar ise, binanın bağımsız bölümlerindeki yapılan bağlantıların PVC düşey pis su borusuna iyi monte edilmesinden, su tecridinin tekniğe uygun olarak yapılmamasından kaynaklanan inşaat hatalarıdır.

Mahkeme kararında, davalının alıcıya karşı ayıplarla mütekeffil olduğu, ancak binadaki gizli ayıp niteliğinde olmadığı, davacı bu daireyi 5.4.1982 tarihinde teslim aldığı, dört yıl sonra bu davayı ikamet etmesinin yersiz bulunduğu nedeniyle reddetmiştir. Oysa binadaki inşaat hataları, ayıplar adet uyarınca yapılan bir muayene ile anlaşılmayacak, görülemeyecek, ancak zamanla anlaşılabilecek cinsten gizli ayıplardan bulunduğu bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.

Olay taşınmaz satışı ile ilgili Borçlar Kanunu’nun 215/son maddesine değinmektedir. Bu maddede, bir binanın ayıplı olmasından mütevellit ve tekeffüle müstenit davalar mülkiyetin devrinden 5 yıl geçmekle sakıt olacağı belirtilmiştir. Bu dava ise mülkiyetin devrinden 5 yıl geçmeden açılmış olduğuna göre, mahkeme kararında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.3.HD. 11.09.1989 T. 5538 E. 6452 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder