Koşullu Bağışlamada Sözleşmeye Uyulmaması, Yorum – Tescil Davası

Koşullu Bağışlamada Sözleşmeye Uyulmaması, Yorum - Tescil Davası1- Sözleşmelerin yorumu, kullanılan deyimlere bakılmaksızın tarafların gerçek iradelerine göre yapılır.

2- Resmi sözleşmede bağışın koşulsuz ve bedelsiz olduğu görülse dahi dosyaya toplanan delil ve belgelerden bağış nedeni anlaşılıyorsa, o yolda hareket edilmesi gerekir.

3- Bağış nedeninin ifasının mümkün olmadığı belgelenmiş ise, amaca aykırı bir kullanım olmamak koşuluyla, bağışlayan bağıştan dönme hakkı saklı tutulmamışsa iptal isteyemez.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.3.1998 gün ve 1996/25 E. – 1998/54 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.12.1998 gün ve 1998/12757- 14268 sayılı ilamı ile;

… Davacılar, dava konusu taşınmazın Ticaret Lisesi yapılmak koşulu ile bağışlandığını, ancak koşulun yerine getirilmediğini ileriye sürüp tapunun iptali ile tescil isteğinde bulunmuşlardır. Gerçekten, çekişme konusu 117 parsel sayılı taşınmazın davacıların miras bırakanı tarafından, davalı Hazineye bağışlandığı, resmi sözleşmeye göre bağışın koşulsuz ve bedelsiz olduğu tartışmasızdır. Ne var ki dosyadaki bilgi ve belgelerden, özellikle 14.1.1986 tarihli belgeden, bağışın okul olarak kullanılmak koşulu ile yapıldığı, taşınmazdaki binanın restore edilip okula dönüştürülmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği ve Borçlar Yasasının 18. maddesinde ifade edildiği üzere, sözleşmenin yorumlanması kullanılan deyimlere bakılmaksızın tarafların gerçek iradelerine göre yapılır.

Somut olayda öngörülen okulun yapılmasının ve sözleşmenin yerine getirilmesinin statik olarak mümkün olmadığı belgelenmiş, yenilenen binanın da Milli Eğitim Bakanlığının denetim ve gözetiminde, eğitime hizmet ve katkı amacını taşıyan nitelikte olduğu bir kısmının öğretmen evi, bir kısmının da anasınıfı olarak kullanıldığı saptanmıştır. Bunun yanı sıra Valilik Makamının 15.4.1997 tarih, 8147 sayılı olurları ile isim koyma koşulu da yerine getirilmiştir. Esasen, miras bırakan sağlığında Borçlar Yasasının 246. (Türk Borçlar Kanunu 297.) maddesinde öngörülen bağıştan dönme iradesini de ortaya koymuş değildir.

Yukarıda açıklanan olgular karşısında amaca aykırı bir kullanım ve koşula aykırı bir davranış biçiminin oluştuğu söylenemez.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabul edilmesi doğru değildir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.12.1998 gün ve 1998/12757-14268 sayılı ilamında ayrı ayrı ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve özellikle, davacıların miras bırakan bağışlayan O.Z.B.’nin davalı idareye gönderdiği ihtarnamede, dava konusu taşınmazda 31.12.1987 gününe kadar bağışlama amacına uygun olarak tasarruf edilmemesi halinde bağışlamanın iptali yoluna başvurulacağını bildirmiştir. Borçlar Kanunu 246. (TBK. 297) maddesinde bağıştan dönme nedeninin öğrenildiğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde bağışlamadan dönme hakkının kullanılacağı, bu süre geçmeden bağışlayanın ölmesi halinde, dava hakkı intikal eden mirasçıların sürenin bitimine kadar dava açılabileceği öngörülmüştür.

Somut olayda miras bırakanın ihtarnamesinde belirtilen tarihten yaklaşık 8 yıl sonra 15.1.1996 gününde mirasçıları tarafından dava açılmıştır. Bu durumda Borçlar Kanunu 246. maddesindeki hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılan davanın bu gerekçeyle reddi gerektiğinden önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (YHGK. 12.04.2000 T. 1-744 E. 755 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder