Meradan Yararlanma Hakkı – El Atmanın Önlenmesi Davası

Meradan Yararlanma Hakkı - El Atmanın Önlenmesi Davası1- Orman Kanunu’nun 20 ve izleyen maddelerine göre Devlet ormanları içinde mera, yaylak ve kışlak bulunabilir. Buralardan idarenin izin ve denetimi altında yararlanılabilir.

2- Çekişmeli yerin niteliği, orman veya orman içi mera olup olmadığı yöntemine uygun olarak araştırılmalıdır.

3- 31.5.1965 gün 4/2 s. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararınna göre, tek başına bir köye ait olan meranın tümünün veya bir kısmının diğer bir köy sınırı içine alınmış olması ilk köyün eskisi gibi yararlanma hakkını bertaraf etmez.

Dava, meraya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 31.05.1965 gün ve 1960/4 esas, 1965/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının diğer bir köyün sınırı içine alınmış olması halinde dahi, ilk köyün, bu yerlerden, eskisi gibi tek başına yararlanacağı belirtilmiştir. 6831 sayılı Orman Yasasının 20 ve onu izleyen maddeleri hükmünce orman içerisinde mera, yaylak ve kışlak bulunabilir. Orman İdaresinin izin ve murakabesi altında bu tür yerlerden yararlanmak mümkündür. Dava konusu mera, orman içerisinde olsa bile, açıklanan yasa hükümleri uyarınca yararlanılabileceğine göre, davanın dinlenme olanağı vardır.

Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için dava konusu yerde yararı bulunmayan köy ve belde mensupları arasından çevreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız kişiler mahalli bilirkişi seçilmeli, mahallen keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın zeminde sınırları belirtilmeli, varsa tahsis belgesi uygulanarak sonuca gidilmeli; tahsis belgesine dayanılmadığı takdirde mahalli bilirkişi ve mahalli bilirkişi seçiminde uygulanan kural uyarınca tarafların gösterecekleri tanıklardan dava konusu yerin mera olup olmadığı, mera ise bu yerden kadimden beri hangi köy ve beldelerin yararlandığı sorulmalı, keşifte hazır bulundurulacak teknik bilirkişiye keşfi izlemeye ve infaza elverişli kroki çizdirilmeli, sonra tüm deliller değerlendirmeye tabi tutulmalı, bu husus kararda da gösterilmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır.

Bu itibarla, açıklanan biçimde bir inceleme ve soruşturma yapılmadan; mera, yaylak ve kışlak davalarında mülki sınırların nazara alınmayacağına ilişkin 31.05.1965 gün ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilmeden kurulan hüküm isabetli bulunmamış ve bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 21.11.1995 T. 6540 E. 8621 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder