Nısıf Olarak Adlandırılan Taşınmazlar – Tapu İptal Davası

Nısıf Olarak Adlandırılan Taşınmazlar - Tapu İptal DavasıNısıf tarla, nısıf dükkan” gibi deyimler taşınmazın ortak mülkiyet konusu olduğunu göstermez. Bu sözcük hukukumuzda bir bütünden ayrılan ve bağımsızlık kazanan iki yarımdan birini anlatmak için kullanılır. (Medeni Kanun madde 1025)

Taraflar arasındaki davada; davacı belediyece genişletilen yol içinde kalan dükkan karşılığı verilen yerin tamamını 40 yıla yakın bir süreden beri tasarruf etmekte iken bu yerin 318 ada, 31 parselde yarı payı davalılar murisi adına tescil olunduğundan yarı payı davalılar murisi adına tescil olunduğundan yarı paya ait kaydın iptalini adına tescilini istemiştir.

Davalılar, yarı pay maliki Ü.’nün payına davacıya hibe ettiğini, davacının ancak yarı payda hakkı bulunduğunu, zaman aşımı olduğunu söylemişlerdir. Davacının taşınmazın yarı payına sahip olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair verilen kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:

Davacının bağış yoluyla iktisap ettiği nısıf dükkana ait Haziran 1945 tarih ve 55 nolu tapunun geldisi, yine nısıf dükkana ait olduğu belirtilen Kânunievvel 1308 tarih 20 nolu kayıttır. Davalının dayandığı Şubat 1337 tarih ve 50 nolu tapu da keza nısıf dükkan için tesis edilmiştir.

Nısıf dükkân, nısıf tarla, nısıf bağ yeri…’’ gibi terimler bir taşınmazın “ortak mülkiyet” konusu olduğunu, böyle bir tapuya dayanan kişinin taşınmazda 1/2 pay sahibi bulunduğunu göstermez. Hukukumuzda “nısıf” bir bütünden ayrılan ve bağımsızlık kazanan iki yarımdan birinin anlatmak amacıyla kullanılan tetkik anlam taşıyan bir sözcüktür.

Açıklanan bu duruma göre taraf tapuları bir birlerine sınır gösteren ancak nısıf dükkan sözcükleriyle ifade olunan müstakil iki ayrı dükkan için tesis edilmiştir. Taraflara ait iki ayrı dükkanın belediyece genişletilen yol içinde kalmış olmasından ötürü davacıya kendi dükkanına karşılık dava konusu 318 ada 31 parselin ait olduğu dükkan yeri verilmiştir.

Davalılar da yine kendi dükkanlarına karşılık 317 ada 43, 44, 45 parsel sayılı yerler verilmiş ve adlarına tescil olunmuştur. Davalılar verilen bu parseller sonradan kamulaştırma sonucu Belediyeye geçmiştir. Davacıya kendi dükkanına karşılık verilen yer kadastroca tespit ve tescil olunurken davacı kaydına nısıf dükkan sözcüğü göz önünde tutularak 318 ada 31 parselin yarı payının davacı, yarı payının da davalılar murisi B.M. adlarına tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda:

Mahkemece yukarıda belertildiği üzere nısıf dükkan sözcüğünün, bir bütünden ayrılan ve bağımsızlık kazanan ayrı, müstakil bir taşınmazı anlatmak amacıyla kullanılan teknik bir terim olduğu düşünülerek davanın kabulü gerekirken yazılı olduğu üzere reddine karar verilmesi isabetli değildir.

Temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda anılan nedenden BOZULMASINA, (Y.14.HD. 27.09.1979 T. 7311 E. 10406 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder