Satış Yoluyla Muhtesatın Paylaştırılması – Ortaklığın Giderilmesi Davası

Satış Yoluyla Muhtesatın Paylaştırılması - Ortaklığın Giderilmesi Davası1- Taşınmaz üzerinde muhtesat var ise bunlar Medeni Kanun’un 684. maddesine göre arzın bütünleyici parçası sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir.

2- Muhtesat paydaşlar dışında üçüncü bir kişiye ait ise, üçüncü şahsın davaya dahili ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

3- Muhtesatın bir kısım paydaşlara ait olduğuna dair tapu kaydında şerh mevcut ise veya bu yolda tüm paydaşların ittifakı bulunuyorsa değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir.

Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.5.1987 gün ve 965/206-1987/283 sayılı kararın incelenmesi davacılar ve müdahil vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25.10.1988 gün ve 1988/9044-15249 sayılı ilamıyla;

… Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina ağaç vs. gibi muhtesat varsa bunlar Medeni Kanun’un 684. maddesi uyarınca arzın bütünleyici parçası sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa, o taktirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir. Bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır. Bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesatına, ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında sahibine veya payları nispetinde arza isabet eden kısmından payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.

Muhtesatın arzın paydaşlarına değil de 3. şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı, muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Olayımızda; ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerindeki evin davalı M.M.’ye ait olduğu hususu ihtilafsızdır. Bu durumda yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapıp oran kurulmak gerekirken bundan zühul ile satış bedelinin davalı M.M.’ye verilmesi şeklinde karar ittihazı doğru olmadığından hükmün bozulması icap etmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle paylı mülkiyet veya elbirliği ile mülkiyette ortaklığın giderilmesi sonucu elde edilen satış bedelinden muhtesatı yapan paydaş ödenecek miktarın, muhtesatın vücuda getirildiği tarihte bulunan yapılması için harcanan parayla sınırlı bulunmadığını hükme bağlayan 22.2.1991 gün 1/1 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararına tamamen uygun bulunan ve Hukuk Genel Kurulunca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, (YHGK. 24.04.1991 T. 1989/6-581 E. 1991/205 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder