Sit Alanındaki Taşınmazların Zilyetliği – Tescil Davası

Sit Alanındaki Taşınmazların Zilyetliği - Tescil DavasıBirinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlikle kazanılamazlar. Ancak, doğal sit alanında bulunan taşınmazların, koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yolu ile kazanılmaları mümkündür. (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu madde 11, 5663 sayılı  Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu madde 1)

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında dava ve temyize konu 203 ada 71, 223 ada 8 ve 19 parsel sayılı sırası ile 5199, 30 m2, 12952, 20 m2 ve 41306. 02 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar A …’nın zilyetliğinde bulunduğu ancak, Tarihi Sit Alanı içerisinde kaldığından söz edilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı A… kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların davacı A…. adına tapuya tesciline, Tarihi Sit Alanı içinde kaldığının kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir,

Dava ve temyize konu 203 ada 71, 223 ada 8 ve 19 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde adına tescile karar verilen zilyet davacı A.., yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir.

Somut olayda konuyu düzenleyen 2863 sayılı Yasa’nın 11. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesini değiştiren 5663 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile yapılan yeni yasal düzenlemede “birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlikle kazanılmayacağı” öngörülmüştür. Ne var ki, doğal sit alanları ve üçüncü derece arkeolojik sit alanında bulunan taşınmazların koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yolu ile kazanılmaları mümkün hale getirilmiştir.

Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine’nin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğinin ONANMASINA, karar verildi. (Y.7HD. 16.03.2011 T. 2010/2485 E. 2011/1592 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder