Tescil Dayanağı Kroki olan Tapusuz Taşınmaz – Tescil Davası

Tescil Dayanağı Kroki olan Tapusuz Taşınmaz – Tescil DavasıKadastro Kanunu madde 20: “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.” ….

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.3.1989 gün ve 180-309 sayılı kararın incelenmesi davacı F.Ç. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.6.1989 gün ve 6472-8074 sayılı ilamıyla;

…Dava, tapuya dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacının dayandığı tapu kaydı, açılan tescil davası sonucu tesis edilmiş olup, bir de krokisinin bulunduğu ve yerine uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Tescil ilamı ve dayanağı kroki, davacıyı bağlar. Medeni Kanun’un 719 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddelerine göre bu tür kayıtların mülkiyet alanı kroki kapsamı ile belirlenir. O halde, davacıya ait kaydın dayanağı krokinin uzman bilirkişi aracılığı ile kadastral yöntemlere uygun biçimde mahalline uygulanması ve keşfi izlemeye elverişli kroki düzenlettirilmesi ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacının iddiasına dayanarak yaptığı tescil ilamı sonucu oluşan tapu kaydı kapsamının, bu ilamın verilmesinde esas alınan tescil haritasına göre tayin edilmesi zorunludur.

Mahkemece ikinci keşif yapılmasına ilişkin olarak verilen ara kararında bu konudaki noksanlığa değinilmemiştir. Nitekim, davacı da temyiz dilekçesinde açıkça, haritasının mahalline uygulanmasını teminen yapılacak keşif için gerekli masrafı yatırmaya hazır olduğunu belirtmiştir.

O halde Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma ilamında, gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerden BOZULMASINA, (VHGK. 21.2.1990 T. 1989/1-699 E. 1990/114 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder