Vakıf Taşınmazlarda Mahluliyet Kararı – Tescil Davası

Vakıf Taşınmazlarda Mahluliyet Kararı - Tescil DavasıVakıflar Kanunu’nun 2. maddesine göre mutasarrıfın Medeni Kanun’un yürürlüğünden sonra ölmesi halinde vakıflar idaresine, malikin Hazineden başka mirasçı bırakmadan öldüğü yönünde karar (mahluliyet kararı) alma yetkisi tanınmamıştır. İdare mülkiyet hakkının kendisine geçtiğini yargı önünde ispat etmelidir. (2762 sayılı K. madde 29/2)

Taraflar arasındaki kayyumluğun kaldırılması ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.6.1994 gün ve 1993/262, 1994/493 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 9.12.1994 gün ve 1994/ 11226-12274 sayılı ilamı ile;

… 1- 3561 sayılı Yasanın 2/2. maddesi mal memurunun değişmesi halinde, yeni atanan mal memurunun yeniden kayyum tayin edileceğini hükme bağlamıştır. İstanbul defterdarının değiştirildiği bilinmektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yeni defterdarın kayyum tayin edilmesini sağlamak, husumeti yeni kayyuma yöneltmek, temsilcisinden yetik belgesi istemek, delilleri toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

2- Kabule göre de: Vakfa ait “mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayrimenkullerde, maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde, mülkiyeti mahlulen vakfına rücu eder” (Vakıflar Kanunu 29/2).

“Ölüme muallak haklar, tıpkı gaibin ölüm tebeyyün etmiş gibi kullanır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesi yahut son haber gününden itibaren hüküm ifade eder” (Medeni Kanun 34).

“Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz.” (Anayasa madde 6). “Yürütme yetkisi ve görevi …. Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” (Anayasa madde 8). Vakıflar Kanunu’nun 29. maddesinde, davacı İdareye malikin Hazineden başka mirasçı bırakmadan öldüğü yönünde karar (mahluliyet kararı) alma yetkisi tanınmamıştır. Mülkiyet hakkının kendisine geçtiği yönündeki davacı idarenin belirlemesi, yargıyı bağlamaz. Davacı, kanunda öngörülen şartların oluştuğunu yargı önünde ispat etmelidir (Medeni Kanun 6).

Davacı vakfın hakkı, idaresi kayyuma tevdi edilen malın malikinin Hazineden başka mirasçı bırakmadan ölümüne muallak olduğuna göre, o kişinin öldüğünün veya gaip olduğunun belgelenmesi gerekir. Mahalle muhtarlığı belgesi, malikin öldüğünün kabulü için yeterli değildir. Malikin nüfus siciline kayıtlı olduğu yer belirlenip, nüfus sicili getirtilmeden, sicilde sağ gözüküyorsa, ölüm kaydının işlenmesi, gaip ise gaiplik kararı ile varislerini belirler veraset ilamı getirmesi için davacıya yetki ve süre verilmeden, davacının dava hakkının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında kendiliğinden nazara alınır. Dava kayyum olarak gösterilen S.O.’ya husumet yöneltilerek açılmıştır. Oysa davaya, M.Ş. adlı başka bir kişinin verdiği yetkiye istinaden, Hazine avukatınca katılınmış durumdadır. Bu hususun araştırılmasının icap ettiği duraksanmayacak kadar açık bir usul hükmüdür. Kaldı ki, davada kayyumlık kararının kaldırılması yanında, tescil isteminde de bulunulmuştur. Uyuşmazlığın niteliği gözetildiğinde davada ayrıca Hazine’ye husumet yönetilmesi gerekeceği de kuşkusuz olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Davalı vekili temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 20.12.1995 T. 2-955 E. 1144 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder