Haricen satın alan zilyet yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b koşulları oluşmuş iken tapu kaydı ile satın alanın hak iddia edebilmesi için iyi niyetle hareket etmiş olması gerekir.
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 178 ada 21 parsel sayılı 2302.03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle N.K. adına tespit edilmiştir. Davacı S.A., satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. N.K. tarafından S.A. aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin men’i davasının kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece S.A. davasının reddine ve dava konusu parselin davalı N.K. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı S.A. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz eden davacı S.A., dosyada mevcut 15.12.1971 tarihli harici satın almaya ilişkin senede dayanmaktadır. Davalı taraf ise dava konusu yeri kayden satın aldığını savunmaktadır. Mahkemece harici satın almanın geçerli olamayacağından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, davalı tarafın kayden satın almasının iyi niyete dayanıp dayanmadığı, Medeni Kanun’un 1023. maddesinden yararlanıp yararlanamayacağı yönü üzerinde durulmamıştır. Davalı tarafın kötü niyeti ispat edildiği takdirde haricen satın alma tarihi ile tespit tarihi arasında 10 yıllık süre geçtiği cihetle harici satın almaya değer vermek gerekir. Taraflara bu konudaki delilleri açıklattırılmak, toplanan delillere göre değerlendirme yapılmak gerekirken bu yön dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.16.HD. 17.11.1994 T. 6866 E. 10736 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.