Taşkın yapı sahibi, defi olarak tazminat karşılığı temliken tescil isteyebilir; iyi niyet savunması, temliken tescil isteğini de içerir. (Medeni Kanun madde 725)
Taraflar arasındaki, el atmanın önlenmesi ve kal davasından dolayı, yapılan yargılama sonunda; Dalaman Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen, 2.2.1993 gün ve 1992/26 E- 1993/9 K. sayılı kararın incelenmesi, taraflarca istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin, 22:12.1993 gün ve 1993/13314- 15688 sayılı ilamı ile;
…Davacının kayden maliki bulunduğu çaplı taşınmaza davalı tarafından, bina yapılmak suretiyle el atıldığı saptanmış durumdadır. Ne var ki, binanın yıkımında aşırı zarar doğacağı, uzman bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Davada, yıkım da istenildiğine göre, ileride giderilmesi olanaksız bir mağduriyete yer verilmemesi yönünden, davalıya temliken tescil davası açabilme olanağının (önel verilerek) sağlanması; o davanın, işbu dava yönünden bekletici sorun yapılması ve temlik davasının kesinleşecek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir… gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü :
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Taraflar, komşu taşınmaz malikleridir. Davalının maliki bulunduğu 63 parselde başladığı inşaatını, davacıya ait 62 parsele, 112 m2 taşırmak suretiyle inşa ettiği, uzman bilirkişi aracılığıyla yapılan uygulama ile saptanmış durumdadır. Davalı taraf, taşınmazlarının bulunduğu ada içerisinde; genelde bir kayma olduğunu, kendisinin, inşaatını iyi niyetle ve kendi taşınmazına yaptığı kanaati ile inşa ettiğini savunmuştur.
Bilindiği üzere, arsa sahibi tarafından taşkın yapı sahibi aleyhine açılan, yıkım isteğini kapsayan el atmanın önlenmesi davalarında, taşkın yapı sahibi, ayrı bir dava açmaksızın savunma yoluyla, inşaatın taşan kısmının komşu taşınmazda kapladığı yerin tazminat karşılığı, adına temliken tescilini isteyebilir. Zira, bu istekler yekdiğerinden ayrılmayacak biçimde iç içe durumdadırlar. Birinci kabulünün doğal sonucu, diğer tarafın isteğinin reddedilmesini gerektirir. Bu nedenlerdir ki taşkın yapı sahibinin, arsa maliki aleyhine açılan yıkım istekli el atmanın önlenmesi davalarında, inşaatın iyi niyetle yaptığı savunması, taşkın yapının kapladığı yerin temliki isteğini de içerdiği kabul edilmektedir.
Bu durumda, olayda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için, Medeni Kanun’un 725. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği aşikardır. O itibarla, mahkemece Medeni Kanun’un 725. maddesi çerçevesinde inceleme yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının, yukarıda gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 07.05.1995 T. 1-311 E. 1515 K.)
Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.