Davalıya ait taşınmazdan davacının taşınmazı lehine su geçit hakkı verilebilmesi için, başka yerden su yolu geçirmenin ya tamamen imkansız olması ya da çok fazla masrafı gerektirmesi lazımdır. Ayrıca, su geçit hakkının davalı taşınmazını ikiye bölmeyecek şekilde geçirilmesi gerekir. (Medeni Kanun madde 744)
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 4.7.1997 gününde verilen dilekçe ile su geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.6.1998 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacılar, 931 sayılı parsellerine davalılara ait 917 sayılı parselden mecra hakkı istemişler, Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hükmü taraf vekilleri temyize getirmiştir.
Davacılar, davalıların rızası ile eskiden beri kullandıkları 917 parselden mecra hakkı istemiş, mahkeme de 917 parseli ikiye bölecek şekilde mecra hakkı tesis etmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında 931 parselin doğusundaki kanalın drenaj kanalı olduğu ve sulama işinde kullanılmasının mümkün bulunmadığını, drenaj kanalının doğu tarafındaki D.S.İ. kanalından ise ancak drenaj kanalının üstünden geçirilecek borularla mümkün olacağını, bunun ise çok masraflı olduğunu bildirmişlerdir. Davalı tarafça 20.7.1998 tarihinde yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda ise 931 sayılı parselin halen drenaj kanalından (Kalabaklı Çayı) motopompla ve doğudaki D.S.İ. kanalından boru döşenerek sulandığı saptanmıştır.
Medeni Kanun’un 744. maddesinde “Gayrimenkul sahipleri yapılacak zarar tamamiyle ve peşin tazmin olunmak şartıyla mülkünün altından veya üstünden su yolu geçirilmesine, bunların başka yerden geçirilmeleri imkansız olur veya çok fazla masrafı mucip bulunur ise, müsaade etmeğe mecburdur” hükmü yer almaktadır. Bu durumda yapılan keşiflerde 931 parselin doğusundaki drenaj kanalı ve D.S.İ. kanalının su almaya uygun olup olmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde uzman bilirkişilere inceletilmeli, masrafları tespit edilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Ayrıca su yolu geçidi, taşınmazı ikiye bölmeyecek şekilde verilmelidir. Davalı temyizi bu yönlerden yerinde görülmüştür. Davacı temyizine gelince; Mahkeme gerekçeli kararın hüküm kısmında ve kısa kararda davacılara ait 931 parsel lehine 917 parsel aleyhine geçit hakkı tesis edilmesi gerekirken parsel numaralarının yer değiştirilerek karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir. Hükmün BOZULMASINA. (Y.14.HD. 04.03.1999 T. 946 E. 1602 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.