2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 5520 sayılı Yasa ile değişik 31 .maddesine göre gayrimenkul mallarının yüzölçümünün tapu sicilinde yazılı miktarlardan fazla çıkıp da, bu fazlalığın bitişik taşınmaza el atmaktan ileri gelmediği ve sınırda da bir değişiklik olmadığında yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilir. Bu tür davalar çekişmesiz kaza türündendir. Sınırlarda değişiklik istenmesi durumunda, bu istem hasımlı dava ile görülür.
Tapu maliki ile davacı arasında bağlantı kurulmamış olduğu takdirde, tapu kayıt maliki ile arasındaki irtibatı sağlayacak biçimdeki veraset ilamını ibraz etmesi için davacıya önel (süre) verilmeli ve bu hukuki bağlantı kurulduktan sonra işin esasına girilmelidir (2644 s. Tapu Kanunu (5520s. Kanunla değ.) m. 31).
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.10.2001 gününde verilen dilekçe ile yüzölçümü düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.6.2003 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresi içinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, 5520 sayılı Kanunla değişik Tapu Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca, tapu kaydındaki yüzölçümü miktarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Anılan maddeye göre, taşınmaz malların yüzölçümü tapu sicilinde yazılı miktardan fazla olduğu hallerde bu fazlalığın bitişik araziye el atmaktan ileri gelmediği ve sınırlarında bir değişiklik olmadığı mahkemece tespit edildiği takdirde, taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verilir.
Bu tür davalarda;
1- Taşınmazın yüzölçümü miktarının daha önce açılan bir dava sonucu değiştirilmiş olmaması,
2- Taşınmaz tapu kaydının tüm geldileri ile birlikte getirtilmesi, diğer bir anlatımla ilk tesis tapusu esas tutularak, tedavülleri ile birlikte uygulanarak, taşınmazın sınırlarının saptanması,
3- Taşınmazın Medeni Kanun’un 645. maddesi uyarınca fenni esaslara uygun olarak düzenlenen, gerçek duruma ters düşmeyen bir haritası mevcut olup olmadığının da araştırılması, geçerli bir harita varsa tapunun kapsamına giren taşınmazın yüzölçümünün belirtilmesinde sınırlara değil haritaya itibar edilmesi,
4- Tapu kaydında okunan sınırların, değişken nitelikte olmaması, sınırların dağ, tepe gibi istikamet gösteren nitelikte olması halinde kayıtta yazılı miktara değer verilmesi,
5- Komşu taşınmazlara ilişkin, tapu veya vergi kaydının bulunması halinde bu kayıtlar da uygulanarak, dava konusu taşınmazı ne şekilde okuduğunun saptanması.
6- Komşu taşınmaz maliklerinin dinlenmesi, bunun için, taşınmaz maliklerine davanın niteliğini açıklayan ve yargılamaya katılmadıkları takdirde, davacı ile aralarında sınır çekişmesi olmadığını kabul ettiklerini belirtir şekilde açıklamalı davetiye çıkarılması gereklidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, 13.8.1999 gün ve 2 ve 3 numaralı tapu kayıtlarındaki yüzölçümü miktarının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü, davalı idare ve kili temyiz etmiştir.
Öncelikle davacının yüzölçümü miktarının düzeltilmesini talep ettiği 13.8.1999 gün 2 ve 3 numaralı tapu kayıtlarının incelenmesinden malikinin M. oğlu A.olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, tapu kayıt maliki ile davacı arasında bağlantı kurulmamıştır. Tapu kayıt maliki ile arasındaki irtibatı sağlar şekilde veraset ilamını ibraz etmesi için davacıya önel verilerek, bu hukuki bağlantı kurdurulduktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Yukarıda yazılı nedenlerle, hükmün oybirliğiyle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına. (Y. 14.HD. 09.03.2004 T. – 9029 E/1673 K)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.