Tapusuz taşınmaz malların da tapulu taşınmazlardaki gibi ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile verilebilmesi için, sözleşmenin yasadaki biçim kuralına uydurularak yapılması gerekir. Böyle bir sözleşme olmamakla birlikte taraflar geçerli bir sözleşme varmış gibi yükümlülüklerini yerine getirmişlerse, sözleşme geçersiz denilemez. (YİBK. 5.6.1957 T. 13/20).
Taraflar arasındaki tescil ve el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Acıpayam Asliye Hukuk mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.10.1987 gün ve 352-540 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 29.12.1987 gün ve 15988-16082 sayılı ilamı:
… Çekişmeli taşınmazların el atmanın önlenmesi davasının davacısı H.A.’nın miras bırakanı Ayşe’ye ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tescil davasının davacıları olan Havva Ana ile Mustafa bu taşınmazların miras bırakanı Ayşe tarafından devredildiğini ve zilyetliğin teslim edildiğini ileri sürerek adlarına Medeni Kanun’un 639. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 713.) maddesi uyarınca tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Ayşe’nin mirasçısı H.A. ise 19881/85 esas sayılı dava ile 20 parça taşınmazın Ayşe’den kaldığını satış ve devrin söz konusu olmadığının bildirilerek Mustafa’nın el atmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinin 5 ve 2 numarasında yazılı taşınmazlar hakkındaki el atmanın önlenmesi davasından H.A. vazgeçmiş bulunmaktadır. Dinlenen bilirkişi ve tanık ifadelerine göre çekişmeli taşınmazların miras bırakan Ayşe’ye ait iken sağlığında tescil davalarının davacıları Havva Ana ve Mustafa’ya satıldığı bir kısmının ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davacılar adına Havva Ana’ya verildiğini, zilyetliklerinin devir edildiği anlaşılmaktadır. 10.11.1979 tarihli ve 11.12.1979 tarihli senetler tanık ifadelerini doğrular nitelikte bulunaktadır. 10.11.1979 tarihli 14 parça taşınmazın ölünceye kadar bakma hakkı ile davacılardan Havva Ana’ya devir edildiğine dair senet, bir aza onayının eksik olması nedeniyle HUMK.nun 297. (6100 HMK. 206) maddesinde de açıklanan şekle uygun değil ise de, tanık ifadeleri ile bu yön doğrulanmış olduğuna göre senedin eksik olması durumunda bir değişiklik yaratmamıştır. Bu deliller göz önünde tutulmak suretiyle uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken delil durumuna aykırı biçimde el atmanın önlenmesi davasının kabulüne ve tescil davalarının reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve HUMK.nun 2494 sayılı yasa ile değişik 438/2. maddesi gereğince duruşma isteklerinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tapusuz taşınmaz mallarını da, tapulu taşınmazlarda olduğu gibi ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile verilebilmesi için sözleşmenin, 5.6.1987 gün ve 13-20 sayılı tevhidi içtihat kararına göre, yasada öngörülen şekil kurallarına uygun olarak yapılması zorunludur. Olayda, bu şekil koşullarına uyulmadan bir sözleşme yapılmış olmakla beraber, geçersiz sözleşmenin öngördüğü yükümlülükleri taraflar sanki geçerli bir sözleşme varmış gibi ona bağlanarak iyi niyetle yerine getirmişlerdir. Hal böyle olunca bakım alacaklısının mirasçıları, murisin ölümünden sonra sözleşmenin geçersizliğine dayanamazlar. O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararını bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 15.02.1989 T. 1988/858 E. 1989/90 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.