Tapusuz ve Taşlık-Kayalık Yerin Tescili – Tescil Davası

Tapusuz ve Taşlık-Kayalık Yerin Tescili - Tescil DavasıKısmen kültür arazisi kısmen taşlık ve kayalık olan taşınmazların tescilinde, kayalık, taşlık kısımlar tescil krokisi dışında bırakılmalıdır.

Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Seferihisar Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.4.1991 gün ve 1987/131-1991/47 sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 5.10.1992 gün ve 1991/10346-1992/11117 sayılı ilamı ile;

…Mahkemece taşınmazın tamamı davalı M.K.G. adına tesciline karar verilmiş ise de, dosyada mevcut fotoğraflardan ve uzman ziraatçı bilirkişinin 26 4.1988 günlü raporundan taşınmazın bir kısmının kültür arazisi olarak kullanıldığı, diğer kısmının ise taşlık yer olup halen ziraat arazisi olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Vergi kaydı mülkiyet belgesi değildir. Zilyetlikle birleşmedikçe hukuki değer taşımaz. Bu itibarla davalının halen zilyet edindiği ve ziraat arazisi olarak kullanıldığı, çullanma süresinin tespit tarihine kadar 20 yılı dolduran kesiminin davalı adına tescil edilmesi, bakiyesinin ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı Hazine, kadastrosu vergi kaydı, zilyetlik ve satın almaya dayalı olarak davalı adına tespit edilen dava konusu 74 parsel sayılı taşınmazın, vergi kaydı miktar fazlası kısmının Hazineye ait olduğunu ileri sürerek, bu yere ait tespitin iptalini talep etmiştir.

Gerçekten çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan 1937 tarih ve 301 numaralı vergi kaydı, hükme dayanak tutulan bilirkişice düzenlenmiş 10.4.1991 günlü krokide belirtildiği üzere doğu, batı ve güney yönlerinden taşınmazı çevirmekte ancak Hazine yeri olduğu belirtilen Kuzey yönde açık kalmaktadır. Bu durumda kural olarak vergi kaydının kapsamı, miktarı ile geçerli olmak gerekir. Yine dayanak krokide Kuzey yönün taşlık, kayalık bulunduğuna ilişkin belirtme mevcuttur. Bu itibarla olayda hukuksal ve sağlıklı sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece izlenmesi gereken yol mahallinde yeniden uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, vergi kaydı kapsamının kesin olarak saptanması, bunun dışında kalan kısmın ise hukuksal niteliği itibariyle özel mülkiyete konu teşkil edebilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi ve bilahare zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığının araştırılması ve taşınmazın belirlenen hukuksal niteliğine göre hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesinden ibarettir. Bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ile çözüme ulaşılamaz. O itibarla bu hususlar düşünülmeksizin verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmadığından bozulmalıdır.

Davacının vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 20.04.1994 T. 1993/16-950 E. 1994/218 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder