Taşınmaz Sahibi Olmayandan Satın Alma – El Atmanın Önlenmesi Davası

Taşınmaz Sahibi Olmayandan Satın Alma - El Atmanın Önlenmesi DavasıSatıcının zilyetliğe sahip olmadığı durumda, alıcıya teslimi vaki olmamışsa, alıcının, zilyet olduğu belirlenen davalıya karşı açtığı ve zilyetliğe dayanan davasının reddi gerekir.

Taraflar arasındaki, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen, 23.2.1989 gün ve 647-111 sayılı kararın incelenmesinin, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin, 4.10.1988 gün ve 13537- 12603 sayılı ilamı:

… Davacı, davalının kayınpederi F.K.’dan satın aldığı tapusuz taşınmaz, davalı ve aynı zamanda bayii F.K.’nın gelini olan G.K.’nın taşınmazda mülkiyet iddiası ile el attığından bahisle, önlenmesini ve talep edilen ecrimisilin hüküm altına alınmasını istemiştir. Mahkemece, el atmanın önlenmesine ilişkin istemin tamamen ve ecrimisile ilişkin istemin de kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Uyuşmazlığın niteliği bakımından, iddia ve savunma için gösterilen taraf tanıkları, iddia ve savunma doğrultusunda beyanda bulunmuşlardır. Ne var ki, davacı tanıklarının beyanları ile, davalı tanıklarının beyanları arasında, işin esasına müessir olacak surette aykırılık mevcut olup, mahkemece bu aykırılık üzerinde durulmamış ve giderilmeye çalışılmadığı gibi davacı tanıklarının şahadetine itibar edilmesi nedeni de, kararda açıklanmamıştır. Oysa, davacı tanıklarından F.K., taşınmazı satan kişi olup, diğer davacı tanıklarından A., F., İ. ve E. bunun çocukları ve eşidir. İddia doğrultusunda şahadette bulunmalarında yararları açıktır. Keyfiyet ve şahadet yukarıda açıklandığı üzere değerlendirilip, aykırılık üzerinde durulmak, giderilmeye çalışılmak ve bundan sonra tüm deliller birlikte dikkate alınıp uyuşmazlık hakkında bir karar verilmek gerekirken, mahkemece bundan zuhul ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyasındaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

Dava, harici satın alma ve zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dava konusu muhtesat, gecekondu niteliğindedir. Bu yerin, önceki malikinden haricen satın alındığı, 1970 yılından itibaren sürekli olarak davalı ile kocasının birlikte tasarrufunda kaldığı ve davalının eşinin 1984 yılında ölümünden sonra, davalı G.K.’nın zilyetliğinde bulunduğu kesin olarak saptanmıştır. Bu yerde, davacının bayii ve davalının kayınpederi olan F.K.’nın zilyetliği bulunmadığı gibi, bu yeri haricen sattığı davacıya da, teslim vaki olmamıştır. Hükmen ya da havale sureti ile de olsa, zilyetlik devredilmiş değildir. Bu durumda, zilyetliğe dayalı davanın reddi gerekirken, kabul edilmesi doğru değildir. O halde, direnme kararı bozulmalıdır.

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının, yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 14.02.1990 T. 1989/679 E. 1990/70 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder