Tespit Dışı Bırakılan Yerin Edinimi – Tescil Davası

Tespit Dışı Bırakılan Yerin Edinimi - Tescil DavasıKadastroda tespit dışı bırakılan yerin kazandırıcı zaman aşımıyla kazanılabilmesi için, tespit dışı bırakma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık çekişmesiz, aralıksız, malik gibi zilyetliğin gerçekleşmesi ve imar ihya söz konusu ise Kadastro Kanunu’nun 17. maddesindeki koşulların oluşması gerekir.

Davacı İ.Ö. ile davalı Maliye Hazinesine izafeten Bafra Mal Müdürlüğü ve Yeniköy Tüzel Kişiliği arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen, 16.9.1993 gün ve 1991/198-1993/329 sayılı kararın incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.4.1994 gün ve 1994/110-5621 sayılı ilamıyla;

… Dava konusu taşınmazın 1954 tarihli memleket haritasına göre Kızılırmak yatağında olmadığı, taşınmazın kültür arazileri olarak kullanılan sahada kaldığı, fen bilirkişisinin 21.4.1993 tarihli raporunda açıklanmış, 14.6.1991 tarihinde taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu düzenlenmiş Jeoloji Yüksek Mühendisi A.Ç. ile Ziraat Yüksek Mühendisi K.Ö.’ye ait müşterek imzalı raporda, taşınmazın aktüel Kızılırmak yatağı içinde olmadığı gibi, 10-15 metre genişlikte feyezan yatağı dışında. ırmak yatağından 1.50 metre kot farkı yükseklikte kültür arazisi haline dönüştürülmüş üçüncü sınıf tarım arazisi olduğu ve 20 yılı aşkın süre tarımsal faaliyete konu edildiği belirlenmiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine göre, taşınmazın 1965 yılından bu yana davacının tasarrufunda bulunduğu tespit edilmiş olduğuna göre, mahkemece verilen davanın reddine dair kararda, isabet bulunmamaktadır. Bu karar, yukarıda açıklandığı üzere delillere uygun düşmemektedir. Delile dayanmayan vicdani kanaat, hükme esas olamaz. Taşınmazın bulunduğu yörede, Kıyı Kanunlarına göre kıyı haritası düzenlenmemiş olup, halen baraj gölü suları altında kalan bu yerde, kıyı ve kıyı kenar çizgilerini gösterir kroki düzenlenmesi imkanı da yoktur. Dosyadaki delillere göre Medeni Kanun’un 639/1, 3 ve 4. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı koşullar davacı yararına gerçekleşmiş bulunduğuna göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillere uygun düşmeyecek şekilde davanın reddine karar verilmesi, isabetsizdir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

Dava, tapulamaca tespit dışı bırakılan dava konusu taşınmazın, Medeni Kanun’un 639. maddesine dayalı olarak tescili istemine ilişkindir. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; dava konusu taşınmazda davacı yararına edinme koşullarının gerçekleşmiş olup olmadığı noktasında toplanmak tadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, tapulamaca taşınmazın hukuksal niteliği belirlenerek tespit dışı bırakma işlemi de bir tapulama işlemidir. Bu yerin, özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesi ile tespit dışı bırakıldığı tarihte, hak iddiasında bulunan davacı tarafından yürürlükte bulunan Yasanın 2. maddesi uyarınca bu itirazda bulunulmadığı gibi, çekişmeli yere komşu 466 sayılı parselin, tapulamaca davacı adına tespit edilmiş olduğu da, dosyada mevcut fenni bilirkişi Z.A. tarafından, düzenlenen, dava aşamasında karşı çıkılmayan tarihsiz krokiden anlaşılmaktadır.

Tespit dışı bırakma işleminin yapıldığı, 25.3.1975 tarihi ile temyize konu davanın açıldığı, 16.10.1990 tarihleri arasında 20 yıllık süre dolmadığı bir yana, olayda Yasanın öngördüğü biçimde, edinmeye imkan sağlayacak nitelikte bir imar ihya olgusunun ger çekleştiği de kanıtlanamamıştır. Bu itibarla, yerel mahkemece, mevcut delillerin değerlendirilmesi sureti ile halen baraj göl sahası altında kalmış olan taşınmaz hakkında davanın red edilmesi doğrudur. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.

Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, (YHGK. 22.03.1995 T. 1994/8-873 E. 1995/216 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder