Tespitten Sonraki Zilyetliğe Dayanma ve Hak Düşürücü Süre – Tescil Davası

Tespitten Sonraki Zilyetliğe Dayanma ve Hak Düşürücü Süre - Tescil Davası1- Medeni Kanun’un 713/2.  maddesine dayalı davalarda Hazine, iptali istenen kayıtta malik değil ise de kayıt maliki mirasçısız ölmüş ise Hazine mirasçı olacağından kayıt malikinin ölü olup olmadığı, mirasçı bırakıp bırakmadığı tespit edilmeden Hazine hakkındaki dava husumetten red edilemez.

2- Davacının kadastro tespitinden sonraki zilyetliğe dayanması halinde dava 3402 s. Kadastro Kanunu’nun 12/2 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olmadan her zaman açılabilir. (Medeni Kanun madde501, 713/2) (3402 sayılı Kadastro Kanunu madde 12/3)

V.B. ve müşterekleri ile Hazine ve D. oğlu A. mirasçıları kayyımı Melikgazi İlçe Mal Müdürlüğü aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kayseri 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 24.11.1998 gün ve 1007/1020 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.05.1999 Salı günün tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Av. H.K. ve karşı taraftan Hazine vekili Av. Ü.P.  geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacılar, uyuşmazlık konusu 429 ada, 68 ve 69 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Hazine, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık konusu parsellere ait kadastro beyannamelerinde; tapu ve vergi kaydına rastlanılmayan taşınmazlar 01.02.1956 yılında ölü A. adına tespit edilmiş ve beyannameler 1957 yılında kesinleşmiştir. Davacılar, uyuşmazlık konusu parsellere bitişik ve komşu 68 ve 69 parsellerin 1958 yılında miras bırakanları N. ve M. tarafından satın ve devralındığını dava konusu taşınmazların o tarihten bu yana kendilerinin ve murislerinin zilyetliğinde bulunduğunu, satın alma tarihinden bu yana 20 yıldan fazla süre ile tasarrufta bulunduklarını Medeni Kanun’un 713/2. maddesi hükmü uyarınca hukuki değerini yitirdiğini ileri sürerek iptal ve tescilini istemişlerdir. Mahkemece davalı Hazinenin kayıtla ilgisinin bulunmaması nedeniyle Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle, diğer kişiler hakkındaki davanın da hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Az önce de açıklandığı üzere, tespitler 1956 yılında yapılmıştır. Davacılar, 1958 yılından itibaren başlayan zilyetliğe dayanmışlardır. Bu açıklamalara göre davacılar tespitten sonraki sebebe dayanmış olmaktadırlar. Tespitten sonraki sebebe dayanılması halinde böyle bir davanın süreye bağlı olmaksızın her zaman açılması mümkündür. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre kadastrodan önceki sebebe dayanılması hallerinde söz konusu olur. Mahkemenin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine ilişkin gerekçesi bu nedenle yerinde bulunmamaktadır.

Mahkemenin diğer red gerekçesine gelince: Dava, Medeni Kanun’un 713/2. maddesi hükmüne dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarına göre, her üç parsel ölü A. adına yazılıdır. Hazinenin kayıtla ilgisi bulunmamakla beraber Medeni Kanun’un 713/2. maddesine dayalı iptal ve tescil davalarında kayıt malikinin hiç mirasçı bırakmamış olması halinde Hazinenin davayla ilgisi ortaya çıkabilir. Kayıt maliki ölü A.’nın mirasçıları usulen tespit edilmeden, mirasçı bırakıp bırakmadığı belirlenmeden, Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması da doğru olmaz. Mahkemece yapılacak iş; kayıt malikinin mirasçılarının usulen belirlenmesi, davanın kendilerine yöneltilmesi, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece açıklandığı üzere araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması Yasaya aykırıdır. Davacıların temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.8.HD. 18.05.1999 T. 1447 E. 4610 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder