Çift Tapu Durumunda Hangisine İtibar Edileceği – Tescil Davası

Çift Tapu Durumunda Hangisine İtibar Edileceği - Tescil DavasıDavacı tapuya dayandığına göre kayıt maliki ile aralarındaki bağlantıyı gösterir mirasçılık belgesi istenmelidir. Taraf kayıtları aynı yere ilişkin ise, eski tarihli ve gerçek esasa dayalı olana değer verilmelidir.

Davacı tarafından, davalılar aleyhine S. 10.1967 gününde verilen dilekçe ile kadastro tahdidine itiraz edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.12.1981 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne ve değer yönünden duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Mahkemece yapılan inceleme ve uygulama hüküm tesisine yeterli değildir. Keşiflerde bilirkişiler, davacıların tapusunun bir veya iki sınırının uyduğunu, davalıların tapusunun taşınmazı kapsadığını bildirmişlerdir.

Her iki tapu kaydında, T.M. veya mirasçıları sınır gösterilmiş olup, davacıların dayandığı Ağustos-1310 tarihli kayıtta da malik olarak T.M. çocukları; B., E., T. yazılıdır. Davalıların dayandığı kayıt ise, 1335’de tesis edilmiş olup, T.B’e ait iken, intikalen A.A.’ya geçtiği belirtilmiştir.

Kayıt malikleri ve kayıt sınırlarındaki benzerlik ve yakınlık göz önünde tutularak, isabetli bir sonuca varılabilmesi için araştırmanın derinleştirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Komşu taşınmazla birlikte dava konusu yerin, T.’ye ait iken, çekişmeli kesim için tapu tesis edildiği anlaşılmakla beraber, tarafların dayandıkları tapuların, aynı yer için mi, yoksa ayrı kesimler için mi tesis edildiği kesinlikle saptanmalıdır.

Komşu, (8) sayılı parsele ait kaydın tedavülleri getirtilmişse de, uygulanmamıştır. (7) sayılı parsele ait kaydın ilk tesis tarihinden itibaren tedavülü ise getirtilmemiştir. İfrazdan önce, (11) parsel numarasını alan taşınmazın ilk tesisine ilişkin kayıt değil, başka bir kayıt okunarak uygulamaya gidilmiştir. Bu ve civar parsellerin, eksik olan eski kayıtları da getirtilip çekişmeli parsel cihetini ne suretle okuduğu dikkate alınarak, taşınmazın aidiyetinde bunlardan yararlanılmalı, zilyetlik konusu gereği gibi soruşturulup taşınmazın eskiden beri kayıt maliklerinden kimin elinde olduğu tespit edilmelidir.

Ancak davalı taraf, açtığı yüzölçümü davası sonunda elde ettiği kararı dosyaya ibraz etmişse de, bu kararlarla ilgili dosya celb edilmediğinden getirtilip incelenmeli, davacıların o davada kendilerini bağlayıcı beyanı bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalıdır.

Öte yandan, davacılar, tapu kaydına dayandıklarına göre, kayıt malikleri ile aralarındaki ittisali gösterir veraset belgesi istenip dosyaya konmalıdır. Kayıtların aynı yere taalluku tespit edildiği takdirde, bunlardan eski tarihli ve sahih esasa dayalı olana itibar kuralı göz önünde tutulmalı, bu meyanda, 151 S sayılı Kanun ile Medeni Kanunun 639/2. maddesi hükümlü nazara alınarak, hukuki değerlerini yitirip, yitirmediği yönünden de gerekli saptama yapılmalıdır.

Açıklanan hususlar yerine getirilmeden; yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacıların temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 23.09.1982 T. 2841 E. 5217 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder